16 Nisan referandum sürecini baştan sona inceleyip hükumetin ve Erdoğan’ın
devlet gücünü kullanarak, yasaları çiğneyerek,referandum sonucuna nasıl
müdahaleler ettiğine dair,rapor hazırlayarak Erdoğan ve AKP’nin tepkisini çeken
AGİT nasıl bir kurumdur.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı, 15 Ocak 1973 tarihinde Helsinki’de
çalışmalarına başladı.İki yılı aşkın bir süre devam eden konferans 1 Ağustos 1975’de sona
erdi.Helsinki
Nihai Senedi adı
verilen üzerinde anlaşılan hususlar 33 Avrupa ülkesi ile ABD ve Kanada tarafından Devlet ve
Hükümet Başkanları düzeyinde imzalandı.
AGİT’in 16 Nisan
referandum sürecinin başlangıcından bitişine kadar adım/adım izleyip rapor
ettiği ve önümüzdeki dönemde çok ama çok tartışılacak 15 sayfalık raporunu özet
olarak göz atalım.
İşte, "16
Nisan Anayasa değişikliği referandumu eşit şartlara sahip olmayan bir
ortamda gerçekleşmiş ve kampanyanın iki tarafı eşit olanaklara sahip
olmamıştır. Reformun kilit unsurları konusunda seçmenlere tarafsız bilgi
sağlanmamış ve sivil toplum örgütlerinin katılımı mümkün olamamıştır.
Referandum gerçekten demokratik bir süreç için vazgeçilmez olan temel
özgürlüklerin kısıtlandığı 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen başarısız darbe
girişimi sonrasında ilan edilen bir olağanüstü hal altında gerçekleşmiştir."
diye başlayan AGİT'in ön raporundan bazı çarpıcı satırlar;
"Lekeli
kampanya"
" Medyada tek bir tarafın baskın şekilde yer
alması ve medyaya yönelik kısıtlamalar seçmenlerin çoğulcu fikirlere erişimini
azaltmıştır.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) sürecin bazı
yönlerine yönelik düzenlemeler yapmış ve talimatlar vermiş olsa da yasal
çerçeve gerçekten demokratik bir referandum gerçekleştirmek için yetersiz
kalmıştır.
Anayasanın 72 maddesini etkileyen 18 maddelik
anayasa değişikliği teklifi, referandumla ilgili uluslararası iyi uygulamalara
aykırı şekilde tek bir paket halinde oylanmıştır.
Sandık Kurullarında siyasi partilerin temsili
tümüyle dengeli olmamıştır.
Kampanya çerçevesi kısıtlayıcıydı ve çok
sayıda mahalli yetkilinin yanı sıra cumhurbaşkanı ve birtakım ileri gelen
devlet yetkililerinin "Evet" kampanyasına etkin katılımı
nedeniyle kampanya dengesiz olmuştur. AGİT/DKİHB SRGH kamu
kaynaklarının kötüye kullanımının yanı sıra, birtakım partilerin ve sivil
toplum örgütlerinin "Hayır" kampanyasını destekleyen
çabalarının engellendiği de gözlemlemiştir. Kampanya dili birtakım üst düzey
yetkililerin "Hayır" destekçilerini terörist destekçileri ile
bir tutması ile lekelenmiştir. "Hayır" destekçileri
kampanya faaliyetleri sırasında çok sayıda durumda polis müdahaleleri ve şiddet
içeren saldırılar ile karşı karşıya kalmışlardır. Bu ihlaller kampanyalarda
özgürlük ve eşitlikle ilgili AGİT taahhütlerine, Avrupa Konseyi standartlarına
ve diğer uluslararası yükümlülüklere aykırıdır.
YSK günün geç saatlerinde oy pusulalarının
geçerliliği kriterlerini ciddi şekilde etkileyen talimatlar yayınlamış ve
yasaya aykırı biçimde önemli bir güvenlik tedbirini ortadan kaldırmıştır.
Yasal
Çerçeve
Referandum
yasal çerçevesi demokratik bir referandum gerçekleştirmek için yeterli
değildir.
Seçimle
ilgili kanunlarda kalıcı değişiklik yapan iki olağanüstü hal kanun hükmünde
kararnamesinin kabulü olağanüstü halin gereklerinin ötesine geçmiştir.
Konu hakkında anayasa hükmü bulunmasına rağmen, YSK bu yasa değişikliklerinin
derhal uygulanabilir olmasına karar vermiştir. Buna ek olarak, Meclis'in CHP'li
üyeleri tarafından yapılan başvurularla ilgili olarak, Anayasa Mahkemesi
olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamelerine karşı yapılan başvurular
konusunda yargılama yetkisi olmadığına karar vermiştir, böylelikle referandumla
ilgili kanun hükmünde kararnamelere yönelik itirazları etkili bir şekilde
engellemiştir.
Anayasa ve ilgili mevzuat tarafından gereğinden
fazla sınırlandırılan ifade, toplanma ve örgütlenme temel özgürlükleri
olağanüstü hal altında olağandışı yetkilerin kullanımı ile demokratik bir
referandum yapılmasını engelleyecek şekilde daha da kısıtlanmıştır. Buna
il valilerinin olağanüstü hal kapsamında kendilerine sağlanan yetkileri
seyahat, örgütlenme, toplanma ve ifade özgürlüklerini kısıtlamak için
kullanması da dahildir.
Referandum
İdaresi
Mevzuat, uluslararası iyi uygulamalar
tarafından tavsiye edildiği şekilde, önerilen anayasa değişikliklerinin
taraftarları ve aleyhtarlarının referandum idaresinde dengeli temsilinin
imkanını öngörmemektedir.
Kampanya eşit şartlarda faaliyet alanının yokluğu ile
karakterize olmuştur. Belirgin şekilde daha görünür olan "Evet"
kampanyası iktidar partisi AKP ve belirli bir noktaya kadar MHP tarafından
yönetilmiş, Başbakan ve anayasal olarak partilerden bağımsız olması ve görevini
tarafsız şekilde yerine getirmesi gereken Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere
bazı ileri gelen ulusal düzeyde kamu görevlileri ve çok sayıda daha alt
kademedeki kamu görevlileri tarafından desteklenmiştir. Bu durumlar, AGİT 1990
Kopenhag Belgesi'nin 5.4 sayılı paragrafına aykırı şekilde, parti ve devlet
arasındaki çizginin belirsizleşmesine sebep olmuştur. AGİT/DKİHB SRGH tarafından
kamu kaynaklarının kötüye kullanımına dair durumlar ülke çapında
gözlemlenmiş ve medyada geniş şekilde yer almıştır
"Hayır" kampanyası destekçileri kampanya
yapma özgürlükleri ile ilgili birtakım usulsüz kısıtlamalarla karşı karşıya
kalmışlardır.
Medya
Anayasa
ifade özgürlüğü hakkı tanımakta, fakat aşırı sınırlandırmalar da içermektedir
ve Terörle Mücadele Kanunu'nda, Ceza Kanunu'nda, Basın Kanunu'nda ve diğer
mevzuatta yer alan daha öte kısıtlamalara da izin vermektedir. Hükümlerdeki
belirsizlikler sıklıkla gazeteciler aleyhindeki adli kovuşturmalar ve
hapsedilmeleri için gerekçe olarak kullanılmaktadır.
Medya ortamı genellikle kamu ihalelerine bel
bağlayan ticari şirket gruplarının sahip olduğu kuruluşların hakimiyetindedir.
Yasal
çerçeve kampanyanın 'Evet' ve 'Hayır' tarafları için eşit erişim
sağlamamaktadır; ne seçimlere katılma yeterliliğine sahip siyasi partilerin
medyaya eşit erişimlerini güvence altına almakta, ne de tarafsız yayıncılık
sağlamaktadır. Yasa kampanya süresince bedelli siyasi reklam olanağı
sağlamaktadır ama kampanya masraflarına ilişkin sınırlandırmaların yokluğu,
partilerin seçmenlere ulaşmada eşit olmayan fırsatlara sahip olmalarına sebep
olmaktadır.
Referandum
günü
YSK
referandum günü sandık kurulu tarafından uygun bir şekilde mühürlenmeyen oy
pusulalarının geçerli ve sandık kurulu tarafından mühürlenmeyen oy
pusulalarının geçerli kabul edileceği yönünde iki talimat yayınlamıştır, ikinci
talimat bazı sandık kurulları tarafından oyların sayımı başladıktan sonra
yayınlanmıştır. Bu talimatlar önemli bir güvenlik tedbirini ortadan
kaldırmıştır ve bu türdeki oy pusulalarının açık bir şekilde geçersiz kabul
edileceğini öngören yasaya aykırıdır. YSK bu talimattan etkilenen oy
pusulası sayısı sağlayamamıştır ve partiler tarafından atanan sandık kuruları
üyeleri sandık sonuç tutanaklarını imzaladığı için konunun kapandığını
belirtmiştir; YSK kararını temyiz olanağı mevcut değildir”diye
bitiriliyor.
AGİT hazırladığı bu
raporun neresinde bir fazlalık var.Raporda yazılanları bu ülkede yaşayan bizler
an be an yaşamadık mı.Artık dünya eski dünya değil,”ben yaptım oldu” anlayışı
biteli çok oldu.Yanlış bir şey yapıyorsanız siz ve ülkeniz bunun bedelini bir
şekilde ödüyor.