Enis
Berberoğlu’nun 25 yıl hapse mahkum edilerek tutuklanması ile 15 Haziran’da Ankara Güven parktan fitili ateşlenerek
başlatılan yürüyüş, 2017 Nisan referandumu dahil, ülkede
meydana gelen bir çok adaletsizliğe karsı tepki olarak büyüdü katılımı,desteği
artırdı.
Ankara İstanbul arasındaki engebeli yoldaki yürüyüş zaman/zaman
yağmur altında zaman/zaman aşırı sıcakta hız kesmeden azimle ama her geçen gün
artan yoğun halk desteği ile sürdü.24 gün süren bu uzun yürüyüş hem ülke hem de
dünya kamuoyunun gündemine oturdu.
Ankara Güven Parktan başlatılan yürüyüş Maltepe sahilinde
CHP tarihinin görmediği eşsiz bir mitingle son buldu.
Yürüyüş sırasında CHP’li belediyelerinin verdiği lojistik
destek müthişti.Ulaşım barınma yeme içme konaklama temizlik,yürüyüştekilere yazılı
metaryallerin temini gibi bir çok görevi aksatmadan yerine getirdiler.
Bunu mitin alanında da görmek mümkündü.Ankara’nın CHP’li
belediyelerinin olduğu Yenimahalle,Çankaya,İstanbul’un Kartal,Beşiktaş,
Maltepe,Avcılar, İzmir’in Bayraklı,Selçuk Antalya Konya altı belediyelerinin
katkıları özel tşörtler şapkalarla kendini gösteriyordu.
Bizde temin edilen otobüsle günü sabah erken saatte
Ankara’dan İstanbul’a hareket ettik.On binlerce insanın mitinge katılmak için
gittiği İstanbul yolunda mola yerlerinde değişik bölgelerden gelen insanlarla
konuştum.
Yürüyüşü çok olumlu buluyorlardı.Yürüyüşün mitingle
sonlandırmasının da çok doğru bir karar olduğunu vurguladıktan sonra; “Ahhhh ah biz 16 Nisan gecesi sokakta
meydanlarda olmalıydık.İrademizi hile ile gasp eden YSK önünde olmalıydık.Biz o
gece hazırdık” diye iç geçirip geç kalınmışlığı dile getiriyorlar.
Aynı sözleri Maltepe caddelerinden ara sokaklarından
Mitingin yapıldığı alana akan sokakta konuştuğum miting meydanında
konuştuğum,dinlenmek ve bir şeyler yemek için oturduğumuz lokantanın masasında
olan herkesin genel düşüncesiydi.
Yürüyüş ve mitinge destek geç kalınmış bir direniş hareketine
tam destekti.16 Nisan gecesi rejim iktidar talimatı ile YSK’nın millet
iradesine müdahale ederek değiştirildiğinde kitleyi evine hapseden anlayışı bir
türlü anlamıyor,çözemiyor ama yinede meydanlarda sokakta “tek adam rejimine”,”İslamcı faşist iktidara” karşı ayağa kalkışa
dik duruşa destek “yetmez ama evet”ti.
15 Haziran’da başlatılıp 9 Temmuz Maltepe sahilinde
“adalet” mitingiyle biten uzun yürüyüş katılımcıları iktidarı çok korkuttu. Uzun
yolu yürüyen,miting alanına akan yüz binlerce beklide milyonlarca insan ucu
açık karanlık “İslamcı diktatörlük” altında yaşamak istemiyor.Böylesi bir
düzende yaşamamak için sokağı meydanı gerekirse yaşam alanı olarak belirlerim
diyor.
Yürüyüşün en önünde yürüyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu
güne kadar Recep Tayip Erdoğan’ın tek adam olma yolunda ilerleyişine pek çok
desteği oldu.Bu uzun yürüyüş ve dik duruş onun için bir özeleştiri ise elbette
bizlerde onun yanında bir mızrak gibi dim/dik dururuz.
Tabii ki“adalet” temalı tek adam rejiminin pervasızlıklarına hak hukuk
tamınamazlığığına karşı uzun bir yürüyüş başlatıp onu başarıyla tamamlayan
Kemal Kılıçdaroğlu’nu amasız fakatsız kutluyorum.
İşte bu
noktada AKP ve Erdoğan’ı korkutan en önde yürüyen Kemal Kılıçdaroğlu değil
arkada yürüyen kalabalıklardır.
Bir çağrı
ile 24 gün dağ bayır yürüyen,bir çağrı ile ülkenin her yanından şafak vakti
yollara dökülüp akın/akın İstanbul Maltepe’ye “hak hukuk adalet” diye
gelenlerdir.
Eğer doğru siyaset doğru yol haritası halkı içine alarak
uygulanmaya devam ederse Türkiye siyasetinde “ 15 Haziran uzun yürüyüş ,9
Temmuz Maltepe mitingi”öncesi ve sonrası diye anılacaktır.