16 Aralık 2018 Pazar

MANSUR YAVAŞ CHP ADAYI OLURSA KİMDEN OY ALACAK Kİ ?

 2018 Yerel seçimlerinde CHP’nin en tartışılan aday adayı Ankara’da Mansur Yavaş olmaya devam ediyor.
Bu ismin tartışılmasının ana nedeni CHP genel merkezinin Ankara sokaklarının sesini duymazdan gelip,2014 yerel seçimlerinden sonra hem ülke hem Ankara’da değişen siyasi atmosferi görmemekte ısrarından kaynaklanıyor.

2014 Yerel seçim sonuçlarına kısaca bir bakıp bu değişen siyasi dengelere dönelim.

30 Mart 2014 seçimleri Ankara’da kıyasıya bir mücadele yaşandı. 2014 yerel seçimlerine, seçmen katılımı rekor düzeyde gerçekleşti.Seçmenin  yüzde 91’i seçime katıldı.
AKP adayı M. Gökçek 1 milyon 417 bin 212 (yüzde 44,8) oy, CHP adayı Mansur Yavaş 1 milyon 385 bin 576 ( yüzde 43,8), MHP adayı Mevlüt Karakaya ise 245 bin 765 oy (yüzde 7,8) aldı. Seçimi  31 bin 636 oy fark ile M. Gökçek kazandı.
Bu oy oranları 2014 siyasi gerçeklerinin bir yansıması olarak değerlendirip tarihteki yerine bırakılmalı. 2014’ten bu yana, partiler ve Türkiye yapısal dönüşümler yaşadı. Bu nedenle, 2019 yerel seçimlerine yeni bakış açıları ile bakmak gerekli.              Böyle yapmayıp “Tarih tekerrürden ibarettir ben yine Mansur Yavaş’ı Ankara’ya aday yaparım.Aradaki 31.636 oy farkını kapatır hatta oyu artırıp Ankara belediye başkanlığını kazanırım” mantığı ile hareket etmek siyasi analizden uzak siyaset yaptığınızı gösterir.
Ankara’da 2019 yerel seçimlerinde kimin aday gösterilmesi gerektiği ve ne tür ittifakların kurulması gerektiği siyaset satrancının hamleleridir.
Mevlana’nın söylediği gibi “Dün dünde kaldı cancağızım.Bu gün yeni şeyler söylemek lazım” Eğer siz dünde kalır hala 2014 kalır 2019 ülke siyasetinde yaşanan değişimlerini görmemekte ısrar ederseniz kaybedenler kulübünde üye olarak kalmaya devam edersiniz.
24 Haziran 2018 genel seçim sonuçlarına bakarak bir durum değerlendirmesinden yola çıkarsak , 2015’ten sonraki seçim sonuçlarıyla ile 24 Haziran 2018 genel seçim sonuçlarına  karşılaştırarak bir değerlendirmede bulunduğumuzda AKP’nin 1 Kasım 2015 Genel Seçimlerine göre yüzde 17, CHP’nin  yüzde 12, MHP’nin yüzde 5 oy kaybetmesi ve yeni kurulan İYİ Parti’nin 421 bin oy (yüzde 12,3) alması ile Ankara’da yeni dengeler kurulduğu görürüz. Burada sonuçları değiştirecek oy dengesine sahip diğer parti HDP’dir HDP’nin  Ankara’da ki oyu 227.129 olup bu sayı seçmenin %6.8 dir.

Şimdi gelelim bu güne. 2014 bir dalga halinde Mansur Yavaş’ı destekleyen MHP seçmeni ülke genelinde AKP iktidarıyla ittifak yapıyor. Bu ittifakın getirisini her talebinin iktidar tarafından karşılanması olarak meyvesini yiyor. Bu nedenle MHP'li  ülkücü seçmenin Mansur Yavaş’ın aday gösterileceği CHP’ye oy vermeyeceği ortada.

Diğer yandan Mansur Yavaş’a yakın durduğu sanılan İYİ PARTİ’nin Mansur Yavaş’a sanıldığı gibi sıcak bakmadığı,İYİ Parti heyetinin CHP’ye belirleyeceği Ankara adayının Mansur Yavaş olması durumunda İYİ Parti tabanının buna sıcak bakmayacağı görüşünün iletmesi ile açığa çıktı.
CHP Tabanı ise 2014 seçimlerinin hemen arkasından seçilen belediye meclis üyeleri ile birlikte istifa ederek gitmesi sonrasında hiçbir şekilde CHP lehine AKP aleyhine tek söz etmemesi nedeniyle tepki göstererek aday gösterilmesi halinde sandığa dahi gitmeyerek oy vermeyeceğini söylüyor. Tabii ki parti disiplini gerekçe göstererek “aday kim olursa olsun ben partimin göstereceği adaya oy veririm” diyen CHP’lide yok değil.

Diğer yandan Ankara’da 227.129 oya sahip HDP seçmenin “biz o faşiste oy vermeyiz” anlayışı ile hareket ederek asla Mansur Yavaş’a oy vermeyeceğiz dedikleri bir sır değil.
Sol sosyalistler Mansur Yavaş’ın Deniz Gezmiş hakkında söylediği sözleri hatırlatıp oy vermeyiz diyorlar.

CHP’nin medyadaki sesi HALK TV Mansur Yavaş’ı desteklemiyor.

Geriye kalan AKP seçmeni kendi adayları varken durduk yere Mansur Yavaş’ı Ankara’ya belediye başkanı yapmak için CHP’ye oy vermeyecektir.
 Yukarıda sıraladığımız nedenlerden dolayı geniş kesimlerden oy alamayacak olan Mansur Yavaş kimden oy alacak. “Yenilenle yeniden yenilmek CHP’nin kaderi olmamalı” Yeni bir yüzle yeni bir heyecan dalgası yaratacak ismi CHP Ankara’ya aday yapmalıdır.
Ankara!nın nufüs ve seçmen sayısını merak edenlere  dip not:                      Türkiye nüfusunun yüzde 6,7’sinin yani 5 milyon 445 bin 26 kişinin yaşadığı Ankara’da Nüfusun yüzde 71’i seçmen. Ankara’nın seçmen sayısı 3 milyon 853 bin 894. 25 ilçeye sahip Ankara’nın nüfusun yüzde 81’i 7 ilçede,Çankaya, Keçiören, Yenimahalle, Mamak, Etimesgut Sincan ve Pursaklarda yaşıyor.






23 Kasım 2018 Cuma

ERTUĞRUL GÜNAY AKP’YE GİTTİ DİYE CHP’LİLER DE PEŞİNDEN Mİ GİTTİ.


             

                                                                                                                                 Sağdan adam almakla sağın oyları CHP’ye gelmez. Eğer sağın oylarını sola yani CHP’ye çekmek istiyorsanız bunun yolu sağdan adam alıp partiyi sağ kadrolara teslim etmek değildir.

Doğru olanı evrensel sol politikaları savunup uygulayarak o politikaları sağ kesimleri inandırıp sola kazandırmaktır.

Recep Tayip Erdoğan,CHP genel sekreterliği yapmış, CHP genel başkanlığına gelebilmek için “Anadolu hareketi” adında parti içinde bir gurup hareketi başlatan Ertuğrul Günay’ı AKP ye almıştı.

Ertuğrul Günay AKP’ye giderken yalnız gitmemiş yanında yıllarca DSP’de politika yapan Haluk Özdalga, sözde Alevileri temsilen Reha Çamuroğlu’nu da yanına almıştı.

 CHP eski genel sekreteri Ertuğrul Günay’ın  AKP'ye katılımı için 25.07.2007 günü bir tören düzenlendi. Günay törende yaptığı konuşmada, kendisine gösterdikleri güven nedeniyle başta Başbakan ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere parti ileri gelenlerine teşekkürlerini iletti. "AKP'yi demokrasi içinde gelişmemizin güvencesi olarak görüyorum" diyen Günay, partililer tarafından uzun süre alkışlandı.


6 Yıl sonra 2013’te AKP’den istifa eden Ertuğrul Günay Gazeteci Murat Çelikle yaptığı röportajda “Bakanken de arkadaşlarıma söylemiştim.Keşke ben buraya, bu partiye hiç gelmeseymişim dedim. Çok farklı umutlarla gelmiştim ama maalesef yanlış yapmışım” diyerek günah çıkarma yoluna gitti. Ama artık Ertuğrul Günay geçmişi olmayan bir adama dönmüştü.

Ertuğrul Günay AKP’ye katılıp "AKP'yi demokrasi içinde gelişmemizin güvencesi olarak görüyorum" dediğinde CHP’liler ona bir koltuk uğruna ideallerini siyasal düşüncelerini satan bir düşkün bir siyasi hain olarak anıldı.
                                                                                                                              CHP’nin sağdan ithal ederek Milletvekili ve Belediye başkanı yaptığı kişilerle beraber daha önce mensup oldukları partiden başka birileri onları takip edip CHP’ye katılıp CHP’nin oy bazında sayısal çoğunluğuna katkı yapmıyorlar. Aksine CHP’ye katılan eski yol arkadaşlarına aynı CHP’lilerin Ertuğrul Günay gibilere baktığı gözle bir koltuk uğruna ideallerini siyasal düşüncelerini satan bir düşkün bir siyasi hain gözüyle bakıyorlar.
Son seçimlerde ittifak yada CHP’nin kendi aday kadrosundan seçilen 30 civarında sağdan gelme Milletvekili olduğunu biliyoruz. Her vekilin ortalama 120.000 oyla seçildiğini var saysak. Sağdan gelen gelip CHP’den vekil seçilenlerin kendilerini seçtirecek kadar dahi olsa sağ seçmeni CHP’ye taşıdıklarını söylemek iddia etmek mümkün değil. Eğer onlar CHP’ye seçmen kazandırdılarsa CHP’li seçmen nerede onları seçtiren oy CHP’lilerin oyu ise onların CHP’ye kazandırdıkları seçmen oyları nerede. Konya örneği orta yerde duruyor.

Ertuğrul Günay’ın bir Milletvekilliği devamında bakanlık koltuğu uğruna ideallerini siyasal görüşleri terk ederek AKP’ye gitmesinin ardından bir zamanlar genel sekreterliğini yaptığı CHP’den kimseler AKP’ye gitmediyse, Haluk Özdalga AKP’ye gitti diye DSP’den kimse AKP’ye gitmediyse. Reha Çamuroğlu AKP’ye gitti diye Aleviler AKP’ye gitmediyse. Mansur Yavaş CHP’ye gitti diye sağın sağında siyaset yapanlar CHP’ye gelmeyeceklerdir.

Yani CHP sağdan aday gösterelim sağ oylar bize gelir anlayışından süratle vaz geçmelidir. Ankara belediye başkan adayı partili birisi olmalıdır. İlçe belediye meclislerine sağın adamları alınmak suretiyle partinin evlatları küstürülmemeli. Ankara’da Mansur Yavaş’ta ısrar edilir CHP’nin adayı olarak açıklanır ardından ona kontenjan buna kontenjan adı altında sağın adamları belediye meclislerinde seçilecek yerlere yerleştirilirse CHP Ankara’da tarihinin hezimetini yaşar.


15 Kasım 2018 Perşembe

CHP ANKARAYI ALABİLİR AMA MANSURLA DEĞİL


Yerel seçim takviminin belirlenmesi ile birlikte kim nereyi kimle nasıl kazanır tartışması başladı. Bu tartışmanın en yoğun yaşandığı yerlerden biride Ankara.

CHP Genel merkezinin son dönemlerde sağ siyasileri partiden aday yapma anlayışı bu yerel seçimlerde de kendini göstermeye başladı.

Ankara belediye başkanlığını yapabilecek o kapasiteye sahip onlarca CHP!li aday olabilecekken maalesef tek bir CHP’linin çıkarak “Ankara benle alınır, partim beni aday göstersin” diyemiyor. Koskoca CHP sağın sağında siyaset yapmış bir politik gevşek Mansur Yavaş’a mahkum edilmeye çalışılıyor.

Mansur Efendinin tabiri ile “Ankara rozetsiz yönetilmeliymiş” Haber Türkt’ten Muharrem Sarıkaya’ya verdiği röportajda daha neler söylemiyor ki.
Ne demek rozetsizlik.                                                                                                                          Elbette seçildiği andan itibaren bir belediye başkanı seçildiği çevrede yaşayan tün kesimlerin belediye başkanıdır.Tümüne ayrıcalıksız hizmet vermekle yükümlüdür.                                          Ama öte yandan bu onun hesap verebilirliğini yok etmez.                                                                     Bu hesap yasalar yanında seçildiği partisine de karşıdır.                                                                            Belediye başkanı başarılı ise partisi o başarıyı kullanır.Yerel yönetimlere örnek gösterir.                      Başarısız ise o başarısızlık tümden seçildiği partiye mal edilir.                                                            Yolsuzluk yaptıysa yasalar önünde hesap verir.                                                                                                 Öte yandan partisi de bunun bedelini siyasal olarak ödemek durumda kalır.
Ne demekmiş rozetsizlik yani, “ben hiçbir siyasi kuruma hesap vermem”
Hesap verirsin seni o makama taşıyan seçmen kitlesini sana oy vermek için yönlendiren siyasi partiye bal gibi hesap verirsin,vermek zorundasın.                                                                                                Mansur Yavaş bunu bilmez mi biliyor.                                                                                              Ama Eğer CHP aday gösterir ve kazara belediye başkanı seçilirse niyeti ilk fırsatta  CHP’den kaçmak


Muharrem Sarıkaya ile yaptığı röportajda,kendisine CHP’den milletvekilliğinin de önerildiğini ancak kabul etmediğini belirterek “Mehmet Bekeroğlu,Abdüllatif Şener gibi bünyesinde siyaset yapmak için CHP’ye gitmedim. Ben ülkücü kökenden geliyorum ve iş birliği yapmak için CHP’yi tercih ettim. Oy verenler de Mansur Yavaş olduğu için oy verdi. CHP’nin oyu yüzde 30, bir türlü yukarı çıkmıyor; belediye meclisinde aldığı oy da aynı” diyerek CHP’yi siyaset yapılacak bir kurum olarak görmediği gibi kendini “dev aynasında” görüp koca çınar CHP’yi karınca görme basitliğine düştü.


Roportajın devamında "Mansur Yavaş olmasın, kaybedeceksek de bizden biri olsun" diyen CHP'lileri hedef alan Yavaş,“Bunu söyleyenlerin Melih Gökçek'ten ne farkları var?” diyerek kendi adaylığına haklı olarak karşı çıkan CHP’lileri Melih Gökçek gibi biriyle eş tutma gafletinde bulundu.

Bu sözlerinden sonra CHP tabanında kendine karşı azda olsa var olan ilgiyi tümden bitiren Mansur Yavaş artık Ankara’yı kazanacak alternatif olmaktan tümden çıkmıştır.

Geçen hafta yapılan Ankara’nın tüm ilçe başkanlarının katıldığı toplantı sonunda 25 ilçe başkanı da Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanlığına adayın parti içinden çıkarılması yönünde karar alarak Ankara ilçe başkanları kararı olarak genel merkeze iletildi.                                                                         Ardından,Ankara’nın 8 merkez ilçe başkanı bu hafta başında bir önceki toplantıda alınan kararın tekrar etmek bazı isimleri de önermek için örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Oğuz Kalan Salıcı ile görüşerek ona Mansur Yavaş yerine dört isim önerdiler.
Bunlar Levet Gök,Bülent Kuşoğlu,Cengiz Topel Yıldırım ve Aylin Nazlı Aka. 

CHP Tabanı Mansur Yavaş’ın aday olması halinde sandığa gitmeme eğilimini açık seçik ifade ediyor. Sandığa gitmeyen CHP liler seçimin bıçak sırtı geçeceği yerlerde seçimi zora sokabilir. Mansur’la Ankara kazanılamadığı gibi Halk deyimi ile “Payas’a pirince giderken evdeki bulgurdan olunabilir”

Gelelim Ankara’yı CHP’nin kazanma şartına.
İttifak falan filan bunlar terk edilmeli.İttifakı halk sandıkta yapar.
Her parti kendi adayını göstererek seçimlere girmeli.
CHP bir CHP’li aday göstermeli.
Göreceksiniz 1994 İstanbul yerel seçim sonuçları bu kez Ankara için tekerrür edecektir.
1994’te İstanbul’un en iddialı ismi Bedrettin Dalan’dır.Çoğu Anketler Dalan’ı %60 larda filan gösterdi.
Seçim sonunda

Refah Partisi
Recep Tayyip Erdoğan
25,19
Anavatan Partisi
İlhan Kesici
22,14
Sosyal demokrat Halkçı Parti
Zülfü Livaneli
20,30
Doğru Yol Partisi
Bedrettin Dalan
15,46



Oy aldı. Sonuç ta kimsenin seçilmesine ihtimal vermediği Recep Tayip Erdoğan karşısındaki %75 lik bloka karşı %25 oyla İstanbul Belediye başkanı seçildi.
AKP MHP İYİ PARTİ Kendi adayları ile seçimlere girmesi CHP’nin de CHP’lileri sandığa çekecek bir CHP’liyi aday yapması halinde 1994 İstanbul seçimleri Erdoğan’ın %25 le başkan seçilme örneğinde olduğu gibi %35 ler düzeyinde bir oya sahip CHP Ankara’da kazanır.   








26 Ekim 2018 Cuma

CUMHURİYET NEDİR.


Ülke topraklarını kendi malı üzerinde yaşayanları kendi kulu gören padişahlık saltanatını kaldırıp, kulluktan özgür bireyliğe geçişin adıdır Cumhuriyet.

Cumhuriyet, kadın haklarıdır, ozanın dediği gibi “sofradaki yeri öküzümüzden sonra gelen” kadınlara seçme seçilme hakkıdır, kadının erkek karşısında miras hukukundan evlilik hukukuna kadar eşit olmasının adıdır.

Mecelle denen İslam hukuku yerine medeni hukuka geçişin adıdır Cumhuriyet.

Cumhuriyet tüm unvan ve namları kaldırıp babadan oğula geçen ağalığa beyliğe son vermenin adıdır.

Cumhuriyet Hasan oğlu Ali gibi tanımlamalar yerine her yurttaşa bir soy isim verip, Ali Demir ,Mehmet Şahin, Ayşe Kale gibi insanları kimlik sahibi yapmadır.

Kara çarşafın, Fesin atılıp modern kıyafetlerle Türk insanının dünya ile buluşmasının adıdır Cumhuriyet.

Cumhuriyet bilimden, zamandan uzak çağ dışı eğitimin verildiği köhnemiş Tekke ve Zaviyelerin kapatılarak bilimsel eğitime geçişin adıdır.

Yazması okuması anlaması zor Arap harfleri yerine tüm dünyanın kullandığı yazması okuması anlaması kolay Latin harflerine geçişin adıdır Cumhuriyet.

Cumhuriyet uluslar arası ölçüye tartıya geçilerek arşının yerini metrenin okkanın yerini kilonun almasının adıdır..

Dinle devlet işlerinin ayrılarak her inanca saygı gösteren din ve vicdan hürriyeti laikliğin adıdır Cumhuriyet.

Cumhuriyet plansız ekonomi yerine planlı ekonomiye geçişin ,sanayi kurmanın, köylüye tohum, çorak toprağa su vermedir.

Ülke ve toplum hakkındaki kararları bir kişiye bırakma yerine ortak karar vermenin Demokrasinin adıdır Cumhuriyet.

Cumhuriyet Türkçe Arapça Farsçanın karışımı uyduruk bir dil olan Osmanlıca yerine her yerde öz be öz Türkçe konuşmanın adıdır.

Cumhuriyet daha çok şeydir. Soframızda sıcak ekmek yüreğimizde ümit bedenimizde sağlıktır.

Cumhuriyet medeniyettir Cumhuriyet insan olmaktır.

Yaşasın Cumhuriyet.

Yaşasın Cumhuriyeti kurup bize emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları.

Cumhuriyetin 96.yılı kutlu olsun.


9 Ekim 2018 Salı

CHP’NİN ANKARA ADAYI NEDEN MANSUR YAVAŞ OLAMAZ


Küçük bir kasaba olan Beypazarı'nda belediye başkanlığı yapan kimsenin adıyla pek ilgilenmediği Mansur Yavaş’ı Ankara ile birlikte Türkiye ne zaman tanıdı ya da adını duydu.

 2009 yerel seçimlerinde Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimlerine AKP Melih Gökçek’le CHP Murat Karayalçın’la seçimlere katılırken seçimler üzerinde pek de iddiası olamayan MHP yine iddiasız bir isimle Mansur Yavaş’ı aday göstererek katıldı.                                                                                                                                                                                                            Seçimler sonun da   AKP adayı Melih Gökçek  % 38,50 oranla 939.365 seçmenden aldığı oyla yeniden başkan seçilirken CHP adayı Murat Karayalçın % 31,50 oran ve 769.299 seçmenden aldığı oyla ikinci olurken seçimlerin en iddiasız MHP adayının 656.895 seçmenden oy alarak % 26,90 la üçüncü çıkması gözlerin bu tarihten sonra Mansur Yavaş’a çevrilmesine yol açtı.

Bu tarihten sonra zaman zaman Mansur Yavaş’ın ismi MHP’nin parti iç mücadelesinde duyulmaya başlandı. Bu konular ayrı bir konu şimdi ona girmeyelim.

Devir döndü zaman geçti. “Bir kira günü birde seçim günü çabuk gelir” derler ve yerel seçim sürecine yaklaşıldığı günlerde şimdilerde AKP’nin müttefiki olan  MHP’nin CHP ile sıkı fıkı olduğu dönemde ne oldu nasıl oldu bilinmez yıllardır sağın sağında siyaset yapan eski askeri savcı küçük bir kasabanın eski belediye başkanı Mansur Yavaş, Sol şeritte siyaset yaptığı söylenen CHP’nin 2014 yerel seçimlerinde CHP’nin Ankara büyük şehir belediye başkan adayı ilan edildi.

Her ne pahasına olursa olsun Ankara belediyesini AKP’nin elinden almak Melih Gökçek’ten kenti kurtarma derdinde olan CHP tabanı Mansur Yavaş’ın CHP adayı olarak gösterilmesine ses çıkarmayı bırak Mansur’u bağrına bastı. Gel gör ki CHP’lilerin bağırlarına bastığı Mansur Yavaş bir CHP rozetini döşüne asmadı.

2014 yılı 29 Martında yapılan seçimleri bir kez daha gösterdi ki siyasette her zaman iki kere iki dört etmiyor. Mansur Yavaş’ın CHP adayı gösterilmesinde başrolü oynayan siyaset simsarları 2009 yerel seçimlerinde Murat Karayalçın’ın aldığı % 31.50 lik oy oranının üzerine Mansur Yavaş’ın aldığı % 26.90 lık oy oranını koyarak işte sonuç. % 58.4 eder. AKP adayı Melih Gökçek’e karşı kazanmanın formülü budur diyerek sundukları formül sandıkta tutmadı.                                                                Aldığı oyu % 6.30 artıran Melih Gökçek şöyle ya da böyle sonuçta % 1 farkla da olsa sandıktan yine başkan olarak çıkmayı başardı.
Aradaki fark çok azdı. Melih Gökçek’in 1.417.212 oyuna karşılık Mansur Yavaş 1.385.576 alarak az bir farkla 31.636 oyla seçimi kaybetti. Farkın az oluşu seçim sonuçlarına müdahale edildi hile tartışmalarını beraberinde getirdi. Sonuçlar Anayasa mahkemesine taşınmış olması da sonucu değiştirmedi.

Ankara belediye başkanlığını kaybeden Yavaş iki adamını kontenjanından Çankaya ve Mamak ilçe belediyesi ile Büyük şehir belediye meclisine seçilmelerini sağlamıştı.
İlk işaret fişeği bu ikisi çaktı. CHP oyları ile Çankaya Meclis Üyesi seçilen Naci Büyükçelebi istifasını 8 Nisan’da Mamak Belediye Meclis Üyesi seçilen Turgay Sivaslıoğlu ise istifasını 11 Nisan günü, Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında başkanlığa sundu. 

Sırada Mansur Yavaş vardı. O da kendine aşırı yük gördüğü CHP üyeliğinden aynı hafta 16 Nisan da istifa etti. İstifa dilekçesini hem CHP genel merkezi hem de ne olur ne olmaz diye Yargıtay savcılığına ayrı ayrı verdi.

Şimdi önümüzde 2019 yerel seçimleri var. Duyuyoruz görüyoruz ki CHP üst yönetimi CHP üyeliğini yük gören CHP rozetini yakasına takmayı zül sayan seçimin ertesi günü partiden son sürat arkadaşları ile istifa eden Mansur Yavaş yine Ankara büyük şehir belediye başkanlığına CHP adayı olarak açıklayacakmış.                                                                                                                                  CHP tabanı bu kez bu tavrı kendine hakaret kabul ediyor. Destek vermiyor. 2014 te kaybedilen seçim sonrası partiden arkadaşları ile istifa ederek gitmeselerdi gitmeseydi. Partinin mensubu olarak daha önce birkaç kez aday olan Murat Karayalçın her defasında nasıl bağıra basıldı kazanması için çalışıldı ise Mansur Yavaş içinde çalışılırdı.
Zırt gittim pırt geldim siyasi anlayışında olan politik gevşekle Ankara belediyesi kazanılmaz kazanılsa da kazanç CHP hanesine yazılmaz.

Mansur Yavaş’lı bir Ankara belediyesinde hiçbir CHP’li bırakın başkan yardımcılığı genel sekreterliği ne daire başkanı ne şube müdürü ne genel müdür olur. Sadece CHP eliyle AKP,MHP ittifakında dışarıda kalan MHP’lilere yer açılmış olur.

Ankara’yı kazanacak CHP’nin öz evladı Fethi Yaşar gün gibi ortada dururken sağın sağında siyaset yapmış eski bir askeri savcı küçük bir kasabanın eski belediye başkanında ısrar nedir?                      Bu ısrar hangi üst aklın ürünüdür anlamakta insan zorlanıyor.

Burada İYİ PARTİ faktörü gözetiliyorsa ki İYİ PARTİ’nin Ankara genelinde aldığı 429.079 oyun çok büyük kısmı CHP’den kaçan tepki oylardır. Yerel seçimlerde zaten yuvaya dönecektir.

İYİ PARTİ’nin oylarının CHP adayına yönelmesi hesaplanırken HDP’nin Ankara genelinde aldığı 227.129 oyun nasıl CHP adayına yönlendirileceği hesaba katılmaz HDP oyları asla Yavaş’a yönelmez.

Hem CHP’nin hem İYİ PARTİ’nin hem HDP oylarının dahası pek çok AKP ve MHP oylarını almada sorun yaşamayacak Ankara’nın tüm ilçelerinde adı geçtiğinde “Yenimahalle belediye başkanı Fethi Yaşar’mı.O çok iyi çalışıyor keşke bizim ilçede de o olsa” diye birçok dış ilçe insanına rastlamamak mümkün değil.

Geçen aylarda ağabeyi Ahmet Yaşar’ın vefatından sonra çok sarsılan ailenin başına dönmek isteyen Yenimahalle için bile aday olup seçimlere girmek istemeyen Fethi Yaşar’ın CHP genel merkezi tarafından  devam etmesi için zor ikna edildiğini biliyorum. Bu manada Ankara büyük şehir adaylığını istemediğini de biliyorum. Ama Ankara’nın CHP adına alınması görevi verildiğinde parti disiplini gereği bu görevi ret etmeyeceğini düşünüyorum

CHP SAĞIN SAĞINDAN ADAY ARAYIŞINI BİTİRİP ANKARA BÜYÜK ŞEHİR İÇİN FETHİ YAŞAR’I İKNA ETMELİDİR.





4 Ağustos 2018 Cumartesi

CHP’DE HANGİ KURULTAY DELEGELERİ NEDEN İMZA VERDİ KİM BUNLAR


CHP Genel merkez yöneticilerinin tüm tahminlerini allak bullak eden 630’un üzerinde kurultay delegesi notere giderek olağanüstü kurultayın toplanması için imza verdi.

Üstelik bu delegeler belirleneli daha şunun şurasında sekiz ay olmuşken ve 3-4 Şubat 2018’de yapılan 36.kurultayın üzerinden beş ay geçmemişken seçilmiş delegenin çok büyük çoğunluğu nasıl oldu da genel merkezin tüm ikna çalışmalarına karşı kurultay toplansın diyerek imza verdi.

Üstelik bu delegelerin büyük çoğunluğu bizzat genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Ankara İzmir Adana Eskişehir gibi illerde bizzat taraf olduğu il kongrelerinde belirlenmesine rağmen nasıl oldu da kurultay delegeleri ayağa kalkıp yeter diyerek imza verdi.
                                                                                                                            Her şeyden önce,genel merkezinden il örgütüne il örgütünden ilçe örgütüne ilçe örgütlerinden mahalle örgütüne varıncaya kadar acı ama gerçek CHP İYİ YÖNETİLMİYOR. İmza verenlerin bir kısmı il ilçe yöneticisi olsa da bu gerçek değişmiyor. Kağıt üzerinde yönetimlerin varlığı gözükürken. Sahada örgüt varlığı hissedilmiyor. Delege bunun farkında.

Dillere pelesenk olan 2014 Cumhurbaşkanı adayı belirlenmesine 15 Temmuz darbe senaryosuna karşı takınılan tavıra,16 Nisan referandum gecesi eve gidip yatmalara girmeyelim.

Güncele gelelim.24 Haziran gecesine. Ülkede rejim değişmiş Cumhuriyet yıkılmış. CHP Genel merkezi günlerce sandık takip sistemi kurduk adını “Adil Seçim Sistemi” kurduk demiş. Sistem ilk dakikadan itibaren çökmüş CHP genel merkezi başta olmak üzer İl örgütleri İlçe örgütleri nerde hata yaptık diye tek bir toplantı yapmamış.Delege bunlarında farkında.

Aslında yapılması gereken tüm ilçe il örgütlerinin hızlı bir şekilde danışma kurullarını toplayıp 24 Haziran seçim değerlendirmelerini yapıp raporlarını genel merkeze sunmaları gelen raporların birleştirilmiş değerlendirmeler ışığında Parti Meclisinde tartışılıp değerlendirilip süratle karara bağlanıp yapılan hataların sorumlularına bedeli ödetilip yerel seçimlere hazırlık yapılması gerekirken bunların hiç birisi yapılmadı. Delege bunları görüyor hata yapanın hatasının yanına kalmasından rahatsız.





Adil Seçim Sistemi rezaletinin baş sorumlusu olan genel başkan yardımcıları Onursal Adıgüzel ve Tuncay Özkan’a hiçbir hesap sorulmadı. Bu sistemi kurduğu söylenen sözde bilişim firmasına Merdiven altı çay ocaklarında kullanılan faturanın bir benzeri ile CHP’nin kasasından 80-90 bin TL ödendi. Delege hesap sorulmadığının da farkında.


Partinin en üst organlarından olan Parti Meclisi seçimlerden sonra acil olarak toplandı. Sebebi evlere şenlik. Daha düne kadar Kılıçdaroğlu’nun prenslerinden olan Elazığ Milletvekili Gürsel Erol’un söylediği sözler nedeniyle disipline verilmesi.


 Bu mu olmalıydı 24 Haziran seçim yenilgisinden sonra CHP Parti meclisinin gündemi. CHP Seçimleri kaybetmiş oy oranı bir önceki seçime göre 5 puan düşmüş genel başkanı çıkıyor seçmeniyle dalga geçercesine “seçimlerin kaybedeni AKP’dir”  dedi.


Bu durum,5 ay önce kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’na desteğini veren delegenin ayağa kalkıp “ne oluyor genel merkezde yönetici olabilirsiniz ama partinin sahipleriniz temsilcisi biziz bu yanlış yönetim anlayışının değişmesi için duruma el koyuyoruz” diyerek olağanüstü kurultay toplanması yolunda imza verdiler.

Olağanüstü kurultay toplasın diye imza veren delege kümeleri kimlerden oluşuyor.
Elbette birinci sırada “Muharrem İnce kendini Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında da ispatlamıştır partinin genel başkanı o olmalıdır” diyen gurup.
Bu gurup zaten parti içerisinde vardı. Kılıçdaroğlu öncesi parti yönetiminde olan gurubun “parti ekseninden kaydırıldı parti yeniden ilkelerine dönmeli” diyerek sahada aktif yer alarak eski bağlantıları ile İnce’ye destek vererek çok yüksek sayıda delegenin imza vermesini sağladılar. Bu gurubu ilerlemiş yaşına rağmen partinin kara kutusu Önder Sav olduğu söylendi. Ayrıca Milletvekili adayı yapılmayan bir çok delegenin bu guruba dahil olduğu görüldü.

İkinci olarak partide bir değişim olmalı.Değişimin yaratacağı rüzgar olmadan yerel seçimleri kaybederiz endişesi taşıyan belediye başkanlarına bağlı olan delegeler.  

 Üçüncü olarak İnce’nin etrafında olanlar kadar olmasa da parti içinde sol değişim isteyen Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner’in başını çektiği guruba bağlı olan delegeler.

CHP Genel merkez yöneticileri ve onlara bağlı birçok il ilçe yöneticisinin delegeler üzerinde kurduğu her tür türlü baskı vaat sonuç vermemiş ve 630 delege imzasını güven oyu ve seçim talebiyle genel merkeze iletti.

Bu sayıyı genel merkez ne kadar küçültmeye çalışırsa çalışsın artık “mızrak çuvala sığmaz” Sayı 500 olmuş 550 olmuş 600 olmuş 630 olmuş fark etmez. İmzalar bir anlamda güvensizlik beyanıdır. Kemal Kılıçdaroğlu bu saatten sonra o koltukta eğreti bir şekilde ilişmiş olarak delegesinin tabanının güven duymadığı biri olarak oturur.




20 Temmuz 2018 Cuma

KEMAL AĞBİ KALSAN NE OLACAK Kİ.


O gün yani ilk kez genel başkan seçildiğiniz gün 2010 yılının 22 Mayıs’ın da 33.kurultayın yapıldığı Ankara Arena spor salonunda bende vardım. 

Salon son kurultayların hiç birinde olmadığı kadar dolu ve bir o kadarda heyecanlıydı.
Önder Sav’ın talimatı ile size yönelmiş delege desteğini arkanızda hissederek “yoldaşlarım” diye başlayan konuşmanız ile hem salonda hem de AKP iktidarını yerinden indiremeyen CHP tabanında, yeni bir yüz,yeni bir söylev,yeni bir yönetim arayışında olan bizlerde karşılık buldunuz.

Genel başkanlığa gelmenizden sonra CHP il,ilçe örgütleri partiye üye olmak için adeta halkın akınına uğradı.                                                                                      “Kılıçdaroğlu ile birlikte bende bu partide bulunmam lazım” diye partiye koşup  o günlerde üye olanların heyecanından bu gün eser kalmadın.

Heyecanları bitirdin Kemal ağbi kalsan ne olacak ki.

Seni genel başkanlığa taşıyan Önder Sav’ı saf dışı bırakırken “korku imparatorluğunu yıktık” dedin sonra seninle aynı düşünmeyen partilileri tek/tek harcayan genel merkeze çöreklenmiş yeni bir korku imparatorluğu yarattın

 Kemal ağbi kalsan ne olacak ki daha mı demokrat olacaksın.

Aday belirleme süreçlerinde genelgeler yolladın,sonra o genelgelere kendin uymadın.Yılların emektar partilisi yerine,o gün üye yaptığın kişileri o gün partinin adayı diye ortaya çıkardın. 

 Kemal ağbi kalsan ne olacak ki daha çok emeğe liyakata değer mi vereceksin.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde,Partinin tüm yetkili kurullarını saf dışı ederek, parti organlarının görüşlerine zerre değer vermeyerek, kulağına fısıldanan  şeriat terbiyesi ile yetişmiş Recep Tayip Erdoğan’ın aile dostu Eklemettin İhsanoğlu’nu MHP ile birlikte Cumhurbaşkanı adayı olarak açıkladın.Bizden Cumhurbaşkanı adayı olacak çapta kimse yok fikrini CHP’liler yerleştirmeye çalıştın.

 Kemal ağbi kalsan ne olacak ki bize kaybettirdiğin güvenimizi yeniden mi kazandıracaksın.

CHP’nin altı ilkelerinden olan Laiklik,Atatürkçülük söylemlerinden çıktı,AKP Laik değerleri tek/tek yıkarken sen “ülkede şeriat tehlikesi yok” dedin.

  Kemal ağbi kalsan ne olacak ki Laik ve çağdaş Atatürkçülere ümit mi olacaksın.

“Etnik kimlik bağlamında ayrıldık.O yüzden birisi gelip size etnik siyaset yapıyorsa bilin ki bu ülkeye ihanet ediyor” dedin diyorsun.Ama yeri geldiğinde etnik siyasetten bölge siyaseti yapmaktan sakınca görmedin.Örneğin Çankaya belediye başkan adayı atamasında kimi adayların aday başvuru dosyasını dahi almadın ama hiç hakkı olmadığı halde “hemşehrimdir, adamımdır,aile ilişkim vardır” diye birini aday yapıp başkan seçtirdin.   
                                                                                                                                 Kemal ağbi kalsan ne olacak ki hemşehricilik yapmaktan vaz mı geçeceksin.

 Dünyanın bir çok medeni ülkesinden önce kadınlara 1934’de seçme seçilme hakkı veren Atatürk’lü CHP’den sonra,kadınları partiye çekmek için konan cinsiyet kotasını bir erkek için kullanarak parti meclisi yolunu açtın, kota hukukunu çiğnedin. 

 Kemal ağbi kalsan ne olacak ki parti tüzüğüne mi uyacaksın.

1 Kasım seçimleri sonrası TBMM başkanlığı seçimlerinde gerekli irade ve insiyatifi kullanamadın böylelikle başkanlığın AKP’ye geçmesine sebep olanlardan oldun.Bu ülke yanarken TBMM’si kapalı kaldı. 
                                                                                                                                 Kemal ağbi kalsan ne olacak ki Mecliste varlığını mı hissettireceksin.

7 Haziran seçimlerinden önce “oy verin gitsinler” dediğin,sonrasında ise  AKP’nin eteğine asılarak “ne olursun benimle koalisyon kurun” diye 32 saat beklediniz. CHP’yi uysal bir varlığa çevirdiniz. 
                                                                                                                                      Kemal ağbi kalsan ne olacak ki kaybettirdiğin öz güveni CHP’ye yeniden mi getireceksin.

Türkiye Cumhuriyeti’nin rejiminin YSK tarafından değiştirildiği 16 nisan gecesi 8 dakikalık ottan çöpten konulu basın toplantısı yapıp soru almadan içeri kaçtınız.O gece,bende içi yanan partililerle birlikte bir şeyler yapmak adına CHP genel merkezindeydim.Bir liderlik tavrı gösterip “Biz bir YSK darbesine müsaade etmeyeceğiz.Ben YSK önüne gidiyorum ey millet sizde gelin” demenizi bekledik.
Erdoğan’ın “Atı aldım Üsküdar’ı geçtim siz de eşeğinizi Niğde’ye sürün” demesine karşılık” çalınan atın peşine düşmedin.İki gün sonra gazımızı almak adına gurup toplantısına çıkıp esip gürledin.

Kemal ağbi kalsan ne olacak ki,tam liderlik gerektiren yerlerde sinip kaybolmaktan vaz mı geçeceksin.

AKP ve MHP ile bir olup "Anayasaya aykırı ama evet diyeceğiz diyerek" Erdoğan'ın muhalif milletvekilleri ezme amacı güden dokunulmazlıkların kaldırılmasına Evet dediniz.Sonrası malum referandum, genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'a dikansiz gül bahçesi açan fırsatı ellerinizle verdiniz.Doğu güneydoğu anadoluda HDP belediyelerine Erdoğan kayyum adı altında çökerken tek ses etmediniz.

Kemal ağbi milli iradenin çiğnenmesine ses mi çıkaracaksınız.

  Yok Kemal ağbi yok.2019 yılında 71 yaşına girmiş sizle CHP’nin o yıl yapılacak olan yerel seçimleri,seçimleri kazanacağına dair ne bir ümit ne bir ışık var. 

Şimdi önümüzdeki CHP'nin olağanüstü kurultayı yapılacakmış."Ben delegeleri yazdırdım ,yazdığım delegelerde beni korur" tarzlı siyaset cambazlığına kaçmasanız ne iyi olur.

Ben iyi yöneticiydim ekibim kötü kolaycılığına kaçacak yeriniz de kalmadı. Dört parti meclisi 8 MYK ile çalıştın.Ekip mazeretine sığınma buraya kadar deseniz ne iyi olurdu.                                                                                                                       Senide anlamıyor değilim genel başkan olarak gittiğin her ilde her ilçede karşılanıyor itibar görüyorsun protokolde yerin var. Korumalar,sekretaryalar var.Çevrendeki bir sürü yalakanın poh pohlaması var.                                                                               Yani vaz geçilir bir makam değil ama.                                                                              O kadar ahde vefanın hatırına CHP’yi düşününün.

Hem Kemal ağbi kalsan ne olacak ki CHP’yi iktidara mı getireceksin.

15 Temmuz 2018 Pazar

ANKARA’DA CHP’NİN GÜÇLÜ İSMİ DE KURULTAY DİYOR



Yerel seçimler öncesi CHP değişim rüzgarı yaratmaz, yaratılan rüzgar ile sahaya çıkmaz ise bırakın yeni belediyeleri kazanmayı var olan belediyeleri elde tutması dahi zor olur.                                                                                                                       Hem bu yöndeki düşüncelerimi aktarmak hem de seçimler sonrası zorunlu hale gelen olağanüstü kongrenin toplanması için yapılan çalışmalar hakkında görüşlerimi aktarmak ve görüşlerini almak üzere uzun süre başarılı yerel yöneticilik yapmış Ankara CHP siyasetinin belirlenmesinde etkin deneyimli CHP’nin bir bileniyle bir araya geldik. Adını şimdilik sürece zarar vermemek adına yazmıyorum.
    
-“ 24 Haziran seçim sonuçları CHP için son yılların en kötü sonucudur. Bunu “AKP kaybetti” diye açıklamak siyaseti bilmemektir. Genel başkanın bu açıklamasından dolayı duyduğum rahatsızlığı kendisine aktardım. Bu açıklama sonrası ile sokakta gırgıra alındığımızı ifade ettim.” diyerek konuya girdi.

-“ Yeni bir yüz yeni bir heyecan yaratacak değişim olmazsa Ankara’da Çankaya İstanbul’da üç beş yer adaya bağlı olmadan seçmen yapısından kazanılacak yerler dışında adayın başarı kimliğinden dolayı Yenimahalle gibi Eskişehir gibi yerlerde seçim kazanılır ama bu kazanmalar kaybetmedir.24 Haziran’da partimiz seçimleri kaybetti kaybedilen sade bir seçim değil ülkenin rejimidir Cumhuriyet kaybedildi” dedi.

-“Biliyorsunuz Muharrem İnce ile birlikte hareket edenler CHP’de bir değişim dönüşüm sağlamak için olağanüstü kongre toplanması için kurultay delegelerinden imza toplamaya başlayacaklar. Sizin etki alanınız Ankara ile sınırlı değil tavrınız bu konuda çok önemli ne yapacaksınız örneğin kurultayın toplanması için çağrıda bulunurmusunuz.CHP’de bir yönetim değişikliğine nasıl bakıyorsunuz” dedim.
  
-“Bir kere Muharrem İnce müthiş bir performans gösterdi hepimizi heyecanlandırdı ayağa kaldırdı. Ben üzerime düşenin kat be kat fazlası ile kampanyasına destek verdim. Toplumun barış özlediği barış dilini kullandı. Partiden yüksek oy aldı. Bunun sonucu olarak "partide değişim olmalı bu değişimi ben yapabilirim" diyor. Kurultay toplanır mı onu bilemem ama toplanacak olursa İnce çok yüksek oy alır. CHP kurultayında genel başkan tıpkı Fenerbahçe kongresinde Aziz Yıldırım’ın durumuna düşer. Ben genel başkana da Tekin Bingöl’e Bülent Tezcan’a 24 Haziran seçimleri sonrası bir kurultayın gerekli olduğunu aktardım. Vatandaş sekiz yıldır tezgahta duran ürünü almıyor. Alıcısı yok bunu seçimler sırasında broşür dağıtırken de gördük. Kimse genel başkanın resminin olduğu broşürü almadı.  
Fakat genel başkanın çevresinde genel başkanla makam ve mevki sahibi olanlar "o giderse bizde gideriz" diyerek genel başkanı etkiliyor.                                             Ben konumumdan dolayı delege ağası gibi çıkıp imza çağrısı yapmam. Haa benle birlikte hareket eden etmesi olası olan kurultay delegesi olan arkadaşlarıma isteyen Muharremin çağrısına uyup imza vermek istiyorsa verebilir dedim. Ben biliyorum genel başkanın çevresindeki kadrodan sürekli delegeler aranıyor seni belediye başkanı adayı seni belediye meclisi üyesi yaparız imza vermeyin deniyor. Hatta şunu da söyleyeyim MHP’de olağanüstü kongre için delegelerin büyük kısmından Meral Akşener’in imza toplamasına rağmen başına ne gelmişse CHP’de o olabilir.
-“Ne yani Muharrem İnce olağanüstü kongre için 625 imza toplasa bile Kemal bey Bahçeli gibi kurultayın toplanmasını bir şekilde engeller mi diyorsunuz” dedim.
-“Böyle olma ihtimali yüksek. Bu yolla kurultay toplanması sıkıntılı sonuçlar yaratır. İki testi tokuşacak biri kırılacak bir çatlayacak o da su tutmayacak. Ben kurultayın genel merkezi çağrısı ile toplanmasından yanayım. Görüşümü genel başkana da söyledim. Ama besbelli ki olağanüstü kongre süreci için imza toplanmaya başlanıyor. Delege partili olmanın bilinciyle gereğini yerine getirir diye düşünüyorum”
-“Seçimlerde partimizden HDP’ye oy kayması oldu bunun en büyük nedeni genel başkanın “HDP barajı aşmalıdır” yönündeki sözleridir. Bu söylem partiden HDP’ye oy kaymasına büyük ölçüde sebep oldu. Bunu yanlış buldum” dedi.
Ankara’nın bir bileni CHP siyasetinin etkin isminin bu tavrı İnce’ye yol verirken Kemal Kılıçdaroğlu için büyük bir kayıptır.

Daha sonra görüştüğüm bir ilçe başkanı ise “Kurultay konusundaki tavrımız partimizin geleceği ile ülkemizin geleceğini eş tutup önümüzdeki onlarca yılı şekillendirmek adına olacak. Arkadaşlarımızla beraber kısa bir değerlendirmeden sonra desteğimiz Muharrem İnce yönünde olacak” dedi.

“Mesele vatansa gerisi teferruattır” diyen CHP kurultay delegeleri önce CHP’de değişimin yolunu açıp sonra ülkede yeniden demokrasiyi tesis edeceğe benziyor.   
      







7 Temmuz 2018 Cumartesi

CİN ŞİŞEDEN ÇIKTI


Her tarihsel olay kendi liderini yaratır. 24 Haziran seçimleri de Türkiye’nin gelecekteki liderini yarattı.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri de Muharrem İnce'yi yarattı.Bakmayın siz CHP içindeki bazı post modern yobazların birilerinin konumunu korumak adına onu hırpalamaya çalışmasına o üstüne ölü toprağı serpilmiş bir kitleye can suyu verip ayağa kaldırdı.
24 Haziran seçimleri dar bir süreçte muhalefet için çok kısıtlı ortamda gerçekleşti. Hele ki Muharrem İnce için. Karşısındaki rakip Erdoğan bir normal bir rakip değildi.
Erdoğan Devletti.
İnce ise partisinin top yekun arkasında olmadığı, yüreğini eline, arkasına milyonları alan biriydi.
İnce Erdoğan’a karşı yarışmadı.
Bir bütün devasa Devlet aygıtıyla yarıştı.
İnce,Devletin YSK’sı Anadolu Ajansı,Valisi.Kaymakamı,Ordusu, Polisi,MİT'i Üniversitesi,Muhtarı,Karakolu,Jandarması,,Okul müdürü,Cami İmamı, Radyosu,Televizyonu,Gazetesi,İş adamı,ve Yalan üretme makinası yüz binlerce Ak Trolle yarıştı.
İnce 50 günde kan ter içinde 107 miting gerçekleştirdi.
Mitingleri Türkiye tarihinin gördüğü en çok katılımlı mitinler oldu.
Uyuyan devi uyandırdı silkeledi ayağa kaldırdı.
Apolitik hale gelmiş gençleri miting meydanlarına çekti çalışmalarına kattı.
Kadınlara seslendi en ön safları onlara verdi beraber güzel günlere yürümek için el ele tutuştu.
Siyasete mizahı soktu gerim/gerim gerilen halk mitinglerinde gülümsedi.
Bilim dedi sanayi dedi üretim dedi kültür dedi barış içinde bu güzel ülkede bolluk içinde yaşam dedi adalet hak hukuk dedi.
Dedikleri karşılık buldu.
İstanbul mitingine katılım 5.milyon İzmir mitingine katılım 3 milyon Ankara mitingine katılım 2 milyon kişi olduğu yazıldı söylendi.
CHP için çorak topraklar haline gelen doğu güney doğu illerindeki mitingine yüz binlerce insan katıldı.                                                                                             İnce’nin 2. Tura kalması hiç kimseyi şaşırtmayacak 1.turda seçilmesi ise sürpriz sayılmaz tartışmalarını başlattı.
Devlete karşı hiçbir imkana sahip olmayan cesur yüreklilerin desteği ile yarışa girdi İnce.
İnce’nin 50 günde motive ettiği destekçileri sabah 5 ten itibaren seçim yerlerinde görev aldılar. Son ana kadar da fedakarlığın destanını yazarak görevlerine sahip çıktılar.
Seçim günü “Anadolu Ajansı manipülasyon yapıyor, Erdoğan’ın yüksek oy aldığı yerlerin sonuçlarını öncelikli veriyor. Sandık görevlilerimize sesleniyorum moralinizi bozup asla sandıkları terk etmeyin dedi. 
Sonrası,sonrasında CHP genel merkezinden  İnceyi harekete geçirecek seçim sonuçlarına dair sonuç gelmedi. Çünkü genel merkezin sözüm ona kurduğu adil seçim sistemi çökmüştü.Elinde belge bilgi olmayan Muharrem İnce ne yapabilirdi. O da bir şey yapamadı.Sonra genel merkezin garaj kapısından kaçanlar kendi beceriksizliklerini basiretsizliklerini örtmek adına İnceye o gece neredeydin korosu kurup yıpratma gayretine girdiler. 
İnce bir Cesur yürek olarak çıktığı seçimleri Devlete karşı kaybetti.
Muharrem İnce’yi “Gel bakalım Muharrem İnce” diyerek CHP’nin adayı olarak ilan eden genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu seçim kampanyası süresince, İnce ile birlikte bir daha asla yan yana gelmedi.
Kendisi gelmediği gibi kendine bağlı kurmay kadro ve Milletvekilleri de İnce’nin kampanyası sırasında onu yalnız bıraktı.  
Muharrem İnce’nin yanında Milletvekili adayı gösterilmeyen Necati Yılmaz Barış Yarkadaş, Mustafa Balbay, Eren Erdem ile Milletvekili olarak İnce’nin ekibinden Yaşar Tüzün ve Tanju Özcan yer aldı.                                                                       Genel merkez tümden yalnız bıraktı denmesin diye sözüm ona koordinasyon sağlasın diye İnce’nin talebi üzerine genel başkan yardımcısı Engin Altay yanına iliştirildi.
Bu ayrışma seçim geçeside kendini gösterdi.
İnce sonuçları genel merkezden izlemek yerine. Kurmayları ile konakladığı otelden seçim sonuçlarını takip etti.
CHP Genel merkezi 24 Haziran seçim sürecini diğer seçimlerde olduğu gibi yönetemedi.1.2.3.4.5.6.7.8.9….. daha nereye kadar.
Cin şişeden çıktı.
Muharrem İnce kısa vadede CHP’nin uzun vadede Türkiye’nin önünü açacak lider olacağını 50 günlük performansı ile gösterdi.                                                             CHP genel merkezi Devlet Bahçeli’nin Meral Akşener’e yaptığı oyunların bir benzerini yaparak ya da açık bariz başarısızlıkların üstüne yatarak Şişeden çıkan Cin’i tekrar şişeye sokamaz.
Yerel seçimlere daha zaman varken acil olarak olağanüstü kurultayı toplayıp yeni bir enerji ile kitlelere heyecan verecek kadrolar yönetime taşınmalıdır.                             Bu kadrolarla girilecek yerel seçimlerde bırak yeni yerleri kazanmayı elde olan yerleri bile elde tutmak mümkün olmayabilir.