20 Temmuz 2018 Cuma

KEMAL AĞBİ KALSAN NE OLACAK Kİ.


O gün yani ilk kez genel başkan seçildiğiniz gün 2010 yılının 22 Mayıs’ın da 33.kurultayın yapıldığı Ankara Arena spor salonunda bende vardım. 

Salon son kurultayların hiç birinde olmadığı kadar dolu ve bir o kadarda heyecanlıydı.
Önder Sav’ın talimatı ile size yönelmiş delege desteğini arkanızda hissederek “yoldaşlarım” diye başlayan konuşmanız ile hem salonda hem de AKP iktidarını yerinden indiremeyen CHP tabanında, yeni bir yüz,yeni bir söylev,yeni bir yönetim arayışında olan bizlerde karşılık buldunuz.

Genel başkanlığa gelmenizden sonra CHP il,ilçe örgütleri partiye üye olmak için adeta halkın akınına uğradı.                                                                                      “Kılıçdaroğlu ile birlikte bende bu partide bulunmam lazım” diye partiye koşup  o günlerde üye olanların heyecanından bu gün eser kalmadın.

Heyecanları bitirdin Kemal ağbi kalsan ne olacak ki.

Seni genel başkanlığa taşıyan Önder Sav’ı saf dışı bırakırken “korku imparatorluğunu yıktık” dedin sonra seninle aynı düşünmeyen partilileri tek/tek harcayan genel merkeze çöreklenmiş yeni bir korku imparatorluğu yarattın

 Kemal ağbi kalsan ne olacak ki daha mı demokrat olacaksın.

Aday belirleme süreçlerinde genelgeler yolladın,sonra o genelgelere kendin uymadın.Yılların emektar partilisi yerine,o gün üye yaptığın kişileri o gün partinin adayı diye ortaya çıkardın. 

 Kemal ağbi kalsan ne olacak ki daha çok emeğe liyakata değer mi vereceksin.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde,Partinin tüm yetkili kurullarını saf dışı ederek, parti organlarının görüşlerine zerre değer vermeyerek, kulağına fısıldanan  şeriat terbiyesi ile yetişmiş Recep Tayip Erdoğan’ın aile dostu Eklemettin İhsanoğlu’nu MHP ile birlikte Cumhurbaşkanı adayı olarak açıkladın.Bizden Cumhurbaşkanı adayı olacak çapta kimse yok fikrini CHP’liler yerleştirmeye çalıştın.

 Kemal ağbi kalsan ne olacak ki bize kaybettirdiğin güvenimizi yeniden mi kazandıracaksın.

CHP’nin altı ilkelerinden olan Laiklik,Atatürkçülük söylemlerinden çıktı,AKP Laik değerleri tek/tek yıkarken sen “ülkede şeriat tehlikesi yok” dedin.

  Kemal ağbi kalsan ne olacak ki Laik ve çağdaş Atatürkçülere ümit mi olacaksın.

“Etnik kimlik bağlamında ayrıldık.O yüzden birisi gelip size etnik siyaset yapıyorsa bilin ki bu ülkeye ihanet ediyor” dedin diyorsun.Ama yeri geldiğinde etnik siyasetten bölge siyaseti yapmaktan sakınca görmedin.Örneğin Çankaya belediye başkan adayı atamasında kimi adayların aday başvuru dosyasını dahi almadın ama hiç hakkı olmadığı halde “hemşehrimdir, adamımdır,aile ilişkim vardır” diye birini aday yapıp başkan seçtirdin.   
                                                                                                                                 Kemal ağbi kalsan ne olacak ki hemşehricilik yapmaktan vaz mı geçeceksin.

 Dünyanın bir çok medeni ülkesinden önce kadınlara 1934’de seçme seçilme hakkı veren Atatürk’lü CHP’den sonra,kadınları partiye çekmek için konan cinsiyet kotasını bir erkek için kullanarak parti meclisi yolunu açtın, kota hukukunu çiğnedin. 

 Kemal ağbi kalsan ne olacak ki parti tüzüğüne mi uyacaksın.

1 Kasım seçimleri sonrası TBMM başkanlığı seçimlerinde gerekli irade ve insiyatifi kullanamadın böylelikle başkanlığın AKP’ye geçmesine sebep olanlardan oldun.Bu ülke yanarken TBMM’si kapalı kaldı. 
                                                                                                                                 Kemal ağbi kalsan ne olacak ki Mecliste varlığını mı hissettireceksin.

7 Haziran seçimlerinden önce “oy verin gitsinler” dediğin,sonrasında ise  AKP’nin eteğine asılarak “ne olursun benimle koalisyon kurun” diye 32 saat beklediniz. CHP’yi uysal bir varlığa çevirdiniz. 
                                                                                                                                      Kemal ağbi kalsan ne olacak ki kaybettirdiğin öz güveni CHP’ye yeniden mi getireceksin.

Türkiye Cumhuriyeti’nin rejiminin YSK tarafından değiştirildiği 16 nisan gecesi 8 dakikalık ottan çöpten konulu basın toplantısı yapıp soru almadan içeri kaçtınız.O gece,bende içi yanan partililerle birlikte bir şeyler yapmak adına CHP genel merkezindeydim.Bir liderlik tavrı gösterip “Biz bir YSK darbesine müsaade etmeyeceğiz.Ben YSK önüne gidiyorum ey millet sizde gelin” demenizi bekledik.
Erdoğan’ın “Atı aldım Üsküdar’ı geçtim siz de eşeğinizi Niğde’ye sürün” demesine karşılık” çalınan atın peşine düşmedin.İki gün sonra gazımızı almak adına gurup toplantısına çıkıp esip gürledin.

Kemal ağbi kalsan ne olacak ki,tam liderlik gerektiren yerlerde sinip kaybolmaktan vaz mı geçeceksin.

AKP ve MHP ile bir olup "Anayasaya aykırı ama evet diyeceğiz diyerek" Erdoğan'ın muhalif milletvekilleri ezme amacı güden dokunulmazlıkların kaldırılmasına Evet dediniz.Sonrası malum referandum, genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'a dikansiz gül bahçesi açan fırsatı ellerinizle verdiniz.Doğu güneydoğu anadoluda HDP belediyelerine Erdoğan kayyum adı altında çökerken tek ses etmediniz.

Kemal ağbi milli iradenin çiğnenmesine ses mi çıkaracaksınız.

  Yok Kemal ağbi yok.2019 yılında 71 yaşına girmiş sizle CHP’nin o yıl yapılacak olan yerel seçimleri,seçimleri kazanacağına dair ne bir ümit ne bir ışık var. 

Şimdi önümüzdeki CHP'nin olağanüstü kurultayı yapılacakmış."Ben delegeleri yazdırdım ,yazdığım delegelerde beni korur" tarzlı siyaset cambazlığına kaçmasanız ne iyi olur.

Ben iyi yöneticiydim ekibim kötü kolaycılığına kaçacak yeriniz de kalmadı. Dört parti meclisi 8 MYK ile çalıştın.Ekip mazeretine sığınma buraya kadar deseniz ne iyi olurdu.                                                                                                                       Senide anlamıyor değilim genel başkan olarak gittiğin her ilde her ilçede karşılanıyor itibar görüyorsun protokolde yerin var. Korumalar,sekretaryalar var.Çevrendeki bir sürü yalakanın poh pohlaması var.                                                                               Yani vaz geçilir bir makam değil ama.                                                                              O kadar ahde vefanın hatırına CHP’yi düşününün.

Hem Kemal ağbi kalsan ne olacak ki CHP’yi iktidara mı getireceksin.

15 Temmuz 2018 Pazar

ANKARA’DA CHP’NİN GÜÇLÜ İSMİ DE KURULTAY DİYOR



Yerel seçimler öncesi CHP değişim rüzgarı yaratmaz, yaratılan rüzgar ile sahaya çıkmaz ise bırakın yeni belediyeleri kazanmayı var olan belediyeleri elde tutması dahi zor olur.                                                                                                                       Hem bu yöndeki düşüncelerimi aktarmak hem de seçimler sonrası zorunlu hale gelen olağanüstü kongrenin toplanması için yapılan çalışmalar hakkında görüşlerimi aktarmak ve görüşlerini almak üzere uzun süre başarılı yerel yöneticilik yapmış Ankara CHP siyasetinin belirlenmesinde etkin deneyimli CHP’nin bir bileniyle bir araya geldik. Adını şimdilik sürece zarar vermemek adına yazmıyorum.
    
-“ 24 Haziran seçim sonuçları CHP için son yılların en kötü sonucudur. Bunu “AKP kaybetti” diye açıklamak siyaseti bilmemektir. Genel başkanın bu açıklamasından dolayı duyduğum rahatsızlığı kendisine aktardım. Bu açıklama sonrası ile sokakta gırgıra alındığımızı ifade ettim.” diyerek konuya girdi.

-“ Yeni bir yüz yeni bir heyecan yaratacak değişim olmazsa Ankara’da Çankaya İstanbul’da üç beş yer adaya bağlı olmadan seçmen yapısından kazanılacak yerler dışında adayın başarı kimliğinden dolayı Yenimahalle gibi Eskişehir gibi yerlerde seçim kazanılır ama bu kazanmalar kaybetmedir.24 Haziran’da partimiz seçimleri kaybetti kaybedilen sade bir seçim değil ülkenin rejimidir Cumhuriyet kaybedildi” dedi.

-“Biliyorsunuz Muharrem İnce ile birlikte hareket edenler CHP’de bir değişim dönüşüm sağlamak için olağanüstü kongre toplanması için kurultay delegelerinden imza toplamaya başlayacaklar. Sizin etki alanınız Ankara ile sınırlı değil tavrınız bu konuda çok önemli ne yapacaksınız örneğin kurultayın toplanması için çağrıda bulunurmusunuz.CHP’de bir yönetim değişikliğine nasıl bakıyorsunuz” dedim.
  
-“Bir kere Muharrem İnce müthiş bir performans gösterdi hepimizi heyecanlandırdı ayağa kaldırdı. Ben üzerime düşenin kat be kat fazlası ile kampanyasına destek verdim. Toplumun barış özlediği barış dilini kullandı. Partiden yüksek oy aldı. Bunun sonucu olarak "partide değişim olmalı bu değişimi ben yapabilirim" diyor. Kurultay toplanır mı onu bilemem ama toplanacak olursa İnce çok yüksek oy alır. CHP kurultayında genel başkan tıpkı Fenerbahçe kongresinde Aziz Yıldırım’ın durumuna düşer. Ben genel başkana da Tekin Bingöl’e Bülent Tezcan’a 24 Haziran seçimleri sonrası bir kurultayın gerekli olduğunu aktardım. Vatandaş sekiz yıldır tezgahta duran ürünü almıyor. Alıcısı yok bunu seçimler sırasında broşür dağıtırken de gördük. Kimse genel başkanın resminin olduğu broşürü almadı.  
Fakat genel başkanın çevresinde genel başkanla makam ve mevki sahibi olanlar "o giderse bizde gideriz" diyerek genel başkanı etkiliyor.                                             Ben konumumdan dolayı delege ağası gibi çıkıp imza çağrısı yapmam. Haa benle birlikte hareket eden etmesi olası olan kurultay delegesi olan arkadaşlarıma isteyen Muharremin çağrısına uyup imza vermek istiyorsa verebilir dedim. Ben biliyorum genel başkanın çevresindeki kadrodan sürekli delegeler aranıyor seni belediye başkanı adayı seni belediye meclisi üyesi yaparız imza vermeyin deniyor. Hatta şunu da söyleyeyim MHP’de olağanüstü kongre için delegelerin büyük kısmından Meral Akşener’in imza toplamasına rağmen başına ne gelmişse CHP’de o olabilir.
-“Ne yani Muharrem İnce olağanüstü kongre için 625 imza toplasa bile Kemal bey Bahçeli gibi kurultayın toplanmasını bir şekilde engeller mi diyorsunuz” dedim.
-“Böyle olma ihtimali yüksek. Bu yolla kurultay toplanması sıkıntılı sonuçlar yaratır. İki testi tokuşacak biri kırılacak bir çatlayacak o da su tutmayacak. Ben kurultayın genel merkezi çağrısı ile toplanmasından yanayım. Görüşümü genel başkana da söyledim. Ama besbelli ki olağanüstü kongre süreci için imza toplanmaya başlanıyor. Delege partili olmanın bilinciyle gereğini yerine getirir diye düşünüyorum”
-“Seçimlerde partimizden HDP’ye oy kayması oldu bunun en büyük nedeni genel başkanın “HDP barajı aşmalıdır” yönündeki sözleridir. Bu söylem partiden HDP’ye oy kaymasına büyük ölçüde sebep oldu. Bunu yanlış buldum” dedi.
Ankara’nın bir bileni CHP siyasetinin etkin isminin bu tavrı İnce’ye yol verirken Kemal Kılıçdaroğlu için büyük bir kayıptır.

Daha sonra görüştüğüm bir ilçe başkanı ise “Kurultay konusundaki tavrımız partimizin geleceği ile ülkemizin geleceğini eş tutup önümüzdeki onlarca yılı şekillendirmek adına olacak. Arkadaşlarımızla beraber kısa bir değerlendirmeden sonra desteğimiz Muharrem İnce yönünde olacak” dedi.

“Mesele vatansa gerisi teferruattır” diyen CHP kurultay delegeleri önce CHP’de değişimin yolunu açıp sonra ülkede yeniden demokrasiyi tesis edeceğe benziyor.   
      







7 Temmuz 2018 Cumartesi

CİN ŞİŞEDEN ÇIKTI


Her tarihsel olay kendi liderini yaratır. 24 Haziran seçimleri de Türkiye’nin gelecekteki liderini yarattı.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri de Muharrem İnce'yi yarattı.Bakmayın siz CHP içindeki bazı post modern yobazların birilerinin konumunu korumak adına onu hırpalamaya çalışmasına o üstüne ölü toprağı serpilmiş bir kitleye can suyu verip ayağa kaldırdı.
24 Haziran seçimleri dar bir süreçte muhalefet için çok kısıtlı ortamda gerçekleşti. Hele ki Muharrem İnce için. Karşısındaki rakip Erdoğan bir normal bir rakip değildi.
Erdoğan Devletti.
İnce ise partisinin top yekun arkasında olmadığı, yüreğini eline, arkasına milyonları alan biriydi.
İnce Erdoğan’a karşı yarışmadı.
Bir bütün devasa Devlet aygıtıyla yarıştı.
İnce,Devletin YSK’sı Anadolu Ajansı,Valisi.Kaymakamı,Ordusu, Polisi,MİT'i Üniversitesi,Muhtarı,Karakolu,Jandarması,,Okul müdürü,Cami İmamı, Radyosu,Televizyonu,Gazetesi,İş adamı,ve Yalan üretme makinası yüz binlerce Ak Trolle yarıştı.
İnce 50 günde kan ter içinde 107 miting gerçekleştirdi.
Mitingleri Türkiye tarihinin gördüğü en çok katılımlı mitinler oldu.
Uyuyan devi uyandırdı silkeledi ayağa kaldırdı.
Apolitik hale gelmiş gençleri miting meydanlarına çekti çalışmalarına kattı.
Kadınlara seslendi en ön safları onlara verdi beraber güzel günlere yürümek için el ele tutuştu.
Siyasete mizahı soktu gerim/gerim gerilen halk mitinglerinde gülümsedi.
Bilim dedi sanayi dedi üretim dedi kültür dedi barış içinde bu güzel ülkede bolluk içinde yaşam dedi adalet hak hukuk dedi.
Dedikleri karşılık buldu.
İstanbul mitingine katılım 5.milyon İzmir mitingine katılım 3 milyon Ankara mitingine katılım 2 milyon kişi olduğu yazıldı söylendi.
CHP için çorak topraklar haline gelen doğu güney doğu illerindeki mitingine yüz binlerce insan katıldı.                                                                                             İnce’nin 2. Tura kalması hiç kimseyi şaşırtmayacak 1.turda seçilmesi ise sürpriz sayılmaz tartışmalarını başlattı.
Devlete karşı hiçbir imkana sahip olmayan cesur yüreklilerin desteği ile yarışa girdi İnce.
İnce’nin 50 günde motive ettiği destekçileri sabah 5 ten itibaren seçim yerlerinde görev aldılar. Son ana kadar da fedakarlığın destanını yazarak görevlerine sahip çıktılar.
Seçim günü “Anadolu Ajansı manipülasyon yapıyor, Erdoğan’ın yüksek oy aldığı yerlerin sonuçlarını öncelikli veriyor. Sandık görevlilerimize sesleniyorum moralinizi bozup asla sandıkları terk etmeyin dedi. 
Sonrası,sonrasında CHP genel merkezinden  İnceyi harekete geçirecek seçim sonuçlarına dair sonuç gelmedi. Çünkü genel merkezin sözüm ona kurduğu adil seçim sistemi çökmüştü.Elinde belge bilgi olmayan Muharrem İnce ne yapabilirdi. O da bir şey yapamadı.Sonra genel merkezin garaj kapısından kaçanlar kendi beceriksizliklerini basiretsizliklerini örtmek adına İnceye o gece neredeydin korosu kurup yıpratma gayretine girdiler. 
İnce bir Cesur yürek olarak çıktığı seçimleri Devlete karşı kaybetti.
Muharrem İnce’yi “Gel bakalım Muharrem İnce” diyerek CHP’nin adayı olarak ilan eden genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu seçim kampanyası süresince, İnce ile birlikte bir daha asla yan yana gelmedi.
Kendisi gelmediği gibi kendine bağlı kurmay kadro ve Milletvekilleri de İnce’nin kampanyası sırasında onu yalnız bıraktı.  
Muharrem İnce’nin yanında Milletvekili adayı gösterilmeyen Necati Yılmaz Barış Yarkadaş, Mustafa Balbay, Eren Erdem ile Milletvekili olarak İnce’nin ekibinden Yaşar Tüzün ve Tanju Özcan yer aldı.                                                                       Genel merkez tümden yalnız bıraktı denmesin diye sözüm ona koordinasyon sağlasın diye İnce’nin talebi üzerine genel başkan yardımcısı Engin Altay yanına iliştirildi.
Bu ayrışma seçim geçeside kendini gösterdi.
İnce sonuçları genel merkezden izlemek yerine. Kurmayları ile konakladığı otelden seçim sonuçlarını takip etti.
CHP Genel merkezi 24 Haziran seçim sürecini diğer seçimlerde olduğu gibi yönetemedi.1.2.3.4.5.6.7.8.9….. daha nereye kadar.
Cin şişeden çıktı.
Muharrem İnce kısa vadede CHP’nin uzun vadede Türkiye’nin önünü açacak lider olacağını 50 günlük performansı ile gösterdi.                                                             CHP genel merkezi Devlet Bahçeli’nin Meral Akşener’e yaptığı oyunların bir benzerini yaparak ya da açık bariz başarısızlıkların üstüne yatarak Şişeden çıkan Cin’i tekrar şişeye sokamaz.
Yerel seçimlere daha zaman varken acil olarak olağanüstü kurultayı toplayıp yeni bir enerji ile kitlelere heyecan verecek kadrolar yönetime taşınmalıdır.                             Bu kadrolarla girilecek yerel seçimlerde bırak yeni yerleri kazanmayı elde olan yerleri bile elde tutmak mümkün olmayabilir.