2 Ekim 2019 Çarşamba

İSTANBUL BELEDİYESİNİ SÖMÜREN CEMAATLER VAKIFLAR ANKARA’DA YOK MU


Yerel seçimler zamanı Ekrem İmamoğlu’nun söylediği ve neredeyse seçimin sloganı haline gelen bir söz vardı. Kişiye, Kişilere, Gruplara, Cemaatlere, Derneklere hizmet işi bitti, İstanbullulara hizmet dönemi başlayacak”

İstanbul seçimlerini İmamoğlu’nun kazanmasından sonra sıra belediye olanaklarının kişiye, kişilere, gruplara, cemaatlere, derneklere aktarılmasının durdurulmasına ve aktarılan mali ya da fiziki olanakların neler olduğunun açıklanmasına gelmişti.

Görüldü ki başta TÜGVA,TÜRGEV,Ensar Vakfı,Okçular Vakfı,Aziz Mahmut Hüdai Vakfı gibi yerlere 850.000 Lira’nın şu yada bu isimde aktarıldığı gibi belediyeye ait bir çok taşınmazın bedelsiz olarak devredildiği anlaşıldı.

Bu konuda en detaylı açıklamayı yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis Üyesi ve CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı, İBB’den bazı dernek ve vakıflara 847 milyon liranın bağış adı altında aktarımını tek tek kalem anlattı. Balyalı, bu bağışların İBB’nin toplam gelirinin yüzde 8’lik bir kısmına denk düştüğünü vurguladı.

Düşünebiliyormusunuz İstanbul gibi devasa bir belediyenin bütçesinin % 8 zi Gerici Vakıf dernek ve cemaatlere aktarılmış.Bu rakam daha tespit edilebilen miktarı.

Tabii ki İstanbul belediyesinde tespit edilebilen ya da basına açıklanan bunlar. Kalbur üstü sayısı 35 şi bulan diğer tarikat ve cemaatlerin İstanbul belediyesi içine çöreklenip kanını emmediğini söylemek abesle iştikal.

İstanbul belediyesi,özelde Ekrem İmamoğlu’nun verdiği sözü tutarak İstanbul Belediyesinin bir avuç Vakıf dernek cemaat ve kişi tarafından sömürülmesinin önüne geçici kararları alıp uygulamaya koymasını ona destek veren kesimlerce  taktirle karşılanıyor.

Türkiye’nin en büyük kentine İstanbul’a çöreklenerek İstanbul belediyesini sömüren Vakıf, Dernek, Cemaat, Tarikat türü örgütlenmeler Ankara’ya ülkenin ikinci büyük kentinin Ankara’nın belediyesine hiç mi uğramamışlar.

İstanbul belediyesinin bina araç gereç mali desteğini dibine kadar emerken Ankara belediyesini pas mı geçmişler.

Bunun böyle olduğunu, olabileceğini savunmak saflık değilse düpedüz enayiliktir.
Ensar’ından tut, Menziline Cüppelisinden Cüppesizine, Zehra’sından Tut Hak Yolu’na hele ki Muradiye Vakfı Gökçek döneminin parlayan yıldızıdır. Tek başına soruyorum Muradiye Vakfı ile Ankara Büyük Şehir Belediyesi arasındaki ilişkinin seviyesi nedir ne olmuştur.

Mansur Yavaş mesela şunu diye bilir mi, “İstanbul belediyesi ile al takke ver külah olan TÜRGEV,TÜKVA, Ensar Vakfı gibi kurumlar yada başka Cemaatlerin kurumları Ankara belediyesi ile mali ilişkiler içerisinde olmamış onlara tek kuruş Ankara’lının parası binası arsası aktarılmamış onların palazlanıp büyümesi için yol ve imkan verilmemiştir.”

Mansur Yavaş’ın İ.Melih Gökçek dönemine ait bazı usulsüzlerin yolsuzlukların üzerine gitmesini kamuoyuna açıklamasını bir yana bırakıyorum.

Yanıtını istediğim soru şudur.                                                                                  Ankara belediyesinde Kişiye, Kişilere, Gruplara, Cemaatlere, Derneklere, Vakıflara ne aktarılmıştır. Ankara’lının kaç metre arsası, kaç kat binası kaç lirası bunlara aktarılmış bu konuda Ankara belediyesinin mali işler daire başkanlığı emlak daire başkanlığı gibi kurumları ne gibi çalışmalar yapmaktadır.

Bunların yanıtı İstanbul belediyesinin İstanbul halkı yanında tüm Türkiye halkına hesap verdiği gibi Ankara belediyesi de bu konuda ne tür çalışması olduğunu ve sonucunu açıklamalıdır.