3 Ağustos 2020 Pazartesi

MUHARREM İNCE PARTİ KURACAK MI ?


İki gün önce Muharrem İnce’yi arayarak yeni bir parti kuruluşuna önderlik edip etmeyeceğini sordum.                                                                                                  Elbet ki politik bir yanıt aldım.                                                                                       O politik yanıtın sonunun nereye çıkacağından emin olarak Yeni bir parti yolda mı, İnce ve inceye yol yöntem öneren “parti bilgesinin” neden yeni bir parti oluşumuna karar verdiklerine bakalım.
  
Ama öncesinde iki yıl geriye gidelim.

CHP 24 Haziranda yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için adayını açıklayacak. Seçimlere az bir zaman kala açıklanmasının nedeni Kemal Kılıçdaroğlu bir önceki Eklemettin İhsanoğlu yanlışının bir benzeri yapıp bu kez de Erdoğan’ın “Siyasal ikizi” Abdullah Gül’ü diğer ufak tefek partilerle kurduğu ittifakın adayı olarak çıkarmak istemişti. Buna İP genel başkanı Meral Akşener karşı çıkmış partimin adayı ben olacağım diye ısrarcı olmuştu.  
    Ayrıca Erdoğan kendi “Siyasal ikizi” Abdullah Gülün aday olmaması için korkutup ürkütmek adına AKP’li Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akın’la sözcüsü İbrahim Kalın’ı askeri bir helikopterle Gül’ün evinin bahçesine indirdi. Bunu tehdit olarak algılayan zaten silik bir profile sahip, Gül sinip daha da kabuğuna çekilmişti.

Bu şartlar altında CHP gurubuna Muharrem İnce ismini Cumhurbaşkanı adayı olarak öneren ve onaylatan  Genel Başkan Kılıçdaroğlu,Muharrem İnce’nin ismini açıklamak üzere 5 Mayıs 2018 de Ahmet Taner Kışlalı Spor salonunda kürsüye geldi.

Salonda “İzmirin  dağlarında çiçekler açar” marşı çalıyordu.


“24 Haziran akşamı bu kez sadece İzmir’in dağlarında değil tüm Türkiye’de çiçekler açacak” diyen Kılıçdaroğlu; biraz sahiplenme, biraz da küçük görerek “Gel bakalım Muharrem” diyerek kürsüye çağırdığı Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı olarak açıkladı.

Sonrasında 1.Meclis önündeki tören ve Hacı Bayram Camisinde İnce’nin hemen yanında benimde katıldığım Cuma namazı sonrası Cumhurbaşkanlığı kampanyası başlatıldı.

İnce kısa kampanya döneminde 100 miting gerçekleştirdi. Ankara mitingi ve diğer şehirlerde ilçelerde görülmemiş bir katılımla yapıldı. İstanbul mitingi ki 17 milyonluk şehirde 5 milyon kişi yani 3 insanda birisi İncenin mitingine katıldı.                    Muharrem İnce uyuyan devi uyandırmış milyonları heyecanlandırmış insanları meydana taşımış yıllar sonra insanların yüzüne bir heyecan yansımış bu kez oluyor ülkeyi yağmalayan İslamcı faşist rejim bu kez yıkılıyor umudu yeşermişti. CHP’li isimler İnce ile poz vermek seçim otobüsüne binebilmek için yarış halindeydiler.

Bu durumu açıklayan “Yeni bir lider doğuyor farkındamısınız” diye yazmıştım.
Her şey güzel gidiyor. İnce dikine/dikine dobra konuşmalar yapıyor,Referandumda iktidarın yaptığı mühürsüz oy pusulalarının geçerli kabul edilmesi gibi yasal seçim hilelerini tanımak yerine böyle bir durumun olmasına müsaade etmemek adına “50.000 Avukatla YSK.nın önünde olacağım” diyordu.

Ne olduysa o gece oldu.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılmış oylar mahallerinde sayılmış torbalara konmuş seçim kurullarına teslim edilmeye başlanmıştı.

Ama İnce kayıptı.

Ne 50.000 Avukatla YSK önünde ne CHP genel merkezinde ne sonuçlar hakkında değerlendirmeler yaparken Televizyon ekranlarında yoktu.

CHP görevlileri sandık denilen oyların sayım birleştirme işleri ile boğuşurken ekran cambazı İsmail Küçükkaya İnce’ye Whatsaaptan seçim sonuçlarına dair sorduğu üzerine kendisine attığı “Adam kazandı” açıklaması, tüm umutların tüm çabaların onca emeğin onca alın terinin boşa gittiğinin iki kelime ile bitirilmesine yetmişti.

İnce ortada yoktu. Milyonlarca insan ondan bir haber bir ses bir nefes almak isterken o kayıptı. O andan itibaren dedi kodu makinaları devreye girdi Ailesinin rehin alındığı kaçırıldığı vs.vs.

Ama en yaygını kapandığı otel odasında çok içtiği sarhoş olduğu be nedenle televizyonlara çıkamadığı efsanesi tuttu.

Bana göre İnce nerede hata yaptı.
1-Bir otel odasını seçim sonuçlarını takip etmek yerine tüm seçim sonuçlarının aktığı aday olduğu CHP genel merkezinde takip etmeliydi.
2-Yanında 50.000 Avukat olmasa da YSK önünde bir kez de olmalıydı.
3-Tıpkı İstanbul seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı gibi seçim sonuçları ne olarak ortaya çıkana kadar her saat Televizyonlara çıkıp miting meydanlarında motive ettiği kitleleri motive ettiği türden konuşarak seçim torbalarının başında mücadele eden ekran başında terler döken milyonların umudunu canlı tutmalıydı.

Bunlar olmadı.
İnce’nin yapılması gerekenleri yapmamasının nedeni olarak CHP genel merkezi ve genel merkezin İnce’nin kampanyası sırasında yetkilendirdiği Genel başkan yardımcı Engin Altay’ın eseri olduğu bu hataları yapması için onun İnce’yi yönlendirdiği söylendi.  

CHP genel merkezi 45 günlük kampanya sırasında İnce’nin bırak parti tabanı ülke insanında büyük bir sinerji yaratması nedeniyle Cumhurbaşkanı seçilemese bile partinin tartışmasız 2.adamı haline gelerek Genel başkan Kemal Kılçdaroğlu’nu rahatlıkla koltuğundan edeceği endişesini kapılmış olabilirlermi? Ki öyle olacağı İnce’nin olağan üstü kurultay için 500 civarında delegenin imzasını alması ile açığa çıktı.
                                                                       
Seçim gecesi Muharrem İnce sarhoştu dedikodusunu Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresi yaymış olduğu kanaati gün geçtikçe hakim oldu.

İnce’nin CHP içindeki tüm iddiaları bitirmek adına CHP yörüngesinde yayım yapan SÖZCÜ gazetesi yazarı Rahmi Turan talimatlı bir yazı yazarak Erdoğan’ın Sarayına bir CHP’lin gittiğini görüşmede Erdoğan'ın, CHP'li isme, "Türkiye'nin güvenliği için senin CHP Genel Başkanı olman gerekir" dediğini de aktardı. İddiaya göre "Engellerim var" diyen CHP'li isim, Erdoğan'dan "Düşün, karar ver. Memleketin iyiliği için bu gerekli. Ben de yardımcı olurum" yanıtını aldığını yazdı.

Ertesi sabah FOX TV de İsmail Küçükkaya’ya konuşan Kemal Kılıçdaroğlu Rahmi Turan'ın iddiasını doğruladı. "Saray'a gidenleri biliyorum. İsim vermek istemiyorum. Her konuda konuşan Erdoğan bu konuda neden konuşmuyor?" "Ben şaşırmadım efendim. Doğrudur" ifadelerini kullandı.

Yan servisler devreye girdi Saraya giden CHP’linin Muharrem İnce olduğu el altından basına servis edildi.

Bu konuda açıklama yapan İnce “CHP Genel Başkanını özgür iradeli kurultay delegeleri seçer, Saray CHP’ye müdahale edemez. Sözcü Gazetesi yazarı Rahmi Turan’ın yazısında isim vermeden belirttiği kişi ortaya çıkmalıdır. Çıkmıyorsa Saray kapılarında CHP Genel Başkanlığı kovalayan o ismi Rahmi Turan açıklamalıdır.” dedi.

Kılıçdaroğlu ile görüşmek isteyen İnce bunda başarılı olmadı.

İnce’ye son darbeye vurmak isteyen bu algı operasyonunun başında genel başkan yardımcısı Tuncay Özkan’ın olduğu bir ekip olduğu iddia edildi.

İki yıl önce partimizin en değerlisi ülkeyi Cumhurbaşkanı olarak yönetecek yetenekte insan diyerek aday yapılan Muharrem İnce 37.kurultayda en arka sıraya ötelenip oturtulması parti içinde çoğu kesimin vicdanının yaralanmasına neden oldu.

        Bu kesimlerin en büyük eleştirisi “CHP’nin politikaları yer yer Atatürk'ün çizgisinden ve partinin altı okundan uzaklaştı,Sağın sığ politikalarına yöneldi yine sağın eskimiş poltikacılarına yer ve makam açıp partinin öz evlatlarının ötelenmesi bizi parti tabanının mücadele azmini bitiriyor biz sağın siyasetçilerini iktidar yapmak onlara makam tedarik etmek için mi  mücadele veriyoruz” oluyor.   

Partiye hakim olan kanat partiye hakim olmak isteyen kanadı ve liderini saf dışı bıraktı.

Gelelim bu gün ki duruma. Kılıçdaroğlunun uyguladığı politikalardan rahatsız olan CHP içindekilerin temel ideolojisi Atatürk ve Altı ok ilkeleri olan Sosyal Demokrat partiyi Muharrrem İnce liderliğinde kurup kurmayacaklarına.

Şu anda Bodrumda tatilde olan Muharrem İnce’ye bu konuyu sordum.

Yanıtı şöyle “CHP artık Atatürk2ün partisi olmaktan uzaktır.Rahatsızım.Bir süre sonra açıklama yaparım.Şimdilik bir açıklamam yoktur”

İnce böyle açıklama yaptı ama tam yakınında olanlar “Baykal’la başarısız olan CHP ye karşı Ecevit DSP’yi kurmuştu.DSP kurulduğunda Ecevit bir bölen olarak tanımlanmış ama Bülent Ecevit yıllar sonra Solun kahramanı Ecevit partisini iktidar yapmıştı. Şimdi tarih neden tekerrür etmesin.Şartlar daha müsait CHP yörüngesinden çıktı.Sosyal Demokrat kanatta rakipsizim diye kuralsız davranıyorBizim partimiz ne Emine Ülker Tarhan’ın ne Öztürk Yılmaz’ın ölü doğmuş partisine benzemez. Kuru ota çıngı düştü artık bu ateş tutuşur. ” diyerek partileşme çalışması için yola çıkıldığını söylüyorlar.

Sanırım Muharrem İnce CHP’nin “Kara kutusu” “Parti bilgesi” nin yol göstericiliğinde  partiyi kuracaktır. Ülke genelinde örgütleme il/il ilçe ilçe partilileri isim/isim tanıyan bir anlamda parti içinde kendine bağlı müritleri olan Parti bilgesinin talimatını alanlarca kısa zamanda tamamlanacaktır.

4 Kasım 2010 da Kendini CHP’ye genel başkan yapan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından görevinden alınan Önder Sav 10 yıl sonra 37.kurultay öncesi bir bildiri yayımlayarak    Kurultayda kendilerine ve organ seçimlerinde aday olmak isteyen dostlarımıza birikimimiz ve deneyimlerimiz doğrultusunda yol göstermeye ve katkıda bulunmaya hazır olduğumuzun bilinmesini sevgi ve saygılarımızla iletiyoruz.  
demesi asla tesadüf değil.  

İyi bir hukukçu Atatürk değerlerine bağlı Önder Sav’ın 82 yaşına gelmiş olsa da zihni hala diri Önder Sav’ın, Bir şekilde bu işin mutfağında şef olacağını düşünüyorum.

Pekiyi Muharrem İnce bu konuda resmi açıklamayı ne zaman yapar.
Tatil dönüşü önümüzdeki hafta Yalova’da yeğeninin düğünü sonrası Ankara’ya gelerek son görüşmelerini yaptıktan sonra uzatmadan bu konuda açıklama yapacağını düşünüyorum.

Benim kişisel düşüncem şudur.
Partiler içinde devleti yönetecek çapta kadro bulmak zordur. CHP partimiz adına ülkeyi Cumhurbaşkanı olarak yönetecek yeteneğe sahip ender kadrolarımızdan birisidir diyerek ona sahip çıkmalı onu onurlandıracak bir göreve taşımalıdır. Kemal Kılıçdaroğlu bu konuda eteğine tutunarak makam mevki sahibi olanların telkinlerine değil doğruya kulak verir mi. İşte onu bilmiyorum.