30 Eylül 2022 Cuma

EY MANSUR YAVAŞ MERT OL METRÇE DAVRAN


 Şimdilerde tüm Türkiye’de tanınmasını CHP’ye özellikle de CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na borçlu olan, küçük bir kasaba belediye başkanlığı yapmanın dışında bir kariyeri olmayan Mansur Yavaş’ın adını siyaset dünyası ne zaman tam olarak duymaya başladı.

Kısada olsa bir Yavaş turu atalım.

 2009 yerel seçimlerinde Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimlerine AKP Melih Gökçek’le CHP Murat Karayalçın’la seçimlere katılırken seçimler üzerinde pek de iddiası olmayan MHP yine iddiasız bir isimle Mansur Yavaş’ı aday göstererek katıldı.                                                                                                                          

Seçimler sonun da   AKP adayı Melih Gökçek  % 38,50 oranla 939.365 seçmenden aldığı oyla yeniden başkan seçilirken CHP adayı Murat Karayalçın % 31,50 oran ve 769.299 seçmenden aldığı oyla ikinci olurken seçimlerin en iddiasız MHP adayının 656.895 seçmenden oy alarak % 26,90 la üçüncü çıktı.

Bu tarihten sonra zaman zaman Mansur Yavaş’ın ismi MHP’nin parti iç mücadelesinde duyulmaya başlandı. Bu konu ayrı bir konu şimdi ona girmeyelim.

Devir döndü zaman geçti. “Bir kira günü birde seçim günü çabuk gelir” derler ve yerel seçim sürecine yaklaşıldığı günlerde şimdilerde AKP’nin müttefiki olan  MHP’nin CHP ile sıkı fıkı olduğu dönemde ne oldu nasıl oldu bilinmez yıllardır sağın sağında siyaset yapan eski askeri savcı küçük bir kasabanın eski belediye başkanı Mansur Yavaş, Sol şeritte siyaset yaptığı söylenen CHP’nin 2014 yerel seçimlerinde CHP’nin Ankara büyük şehir belediye başkan adayı ilan edildi.

Her ne pahasına olursa olsun Ankara belediyesini AKP’nin elinden almak Melih Gökçek’ten kenti kurtarma derdinde olan CHP tabanı Mansur Yavaş’ın CHP adayı olarak gösterilmesine ses çıkarmayı bırak Mansur’u bağrına bastı. Gel gör ki CHP’lilerin bağırlarına bastığı Mansur Yavaş bir CHP rozetini döşüne asmadı.

2014 yılı 29 Martında yapılan seçimleri bir kez daha gösterdi ki siyasette her zaman iki kere iki dört etmiyor. Mansur Yavaş’ın CHP adayı gösterilmesinde başrolü oynayan siyaset simsarları 2009 yerel seçimlerinde Murat Karayalçın’ın aldığı % 31.50 lik oy oranının üzerine Mansur Yavaş’ın aldığı % 26.90 lık oy oranını koyarak işte sonuç. % 58.4 eder. AKP adayı Melih Gökçek’e karşı kazanmanın formülü budur diyerek sundukları formül sandıkta tutmadı. Mansur Yavaş 2.kere Ankara Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimlerini kaybetti. 

Ankara belediye başkanlığını kaybeden Yavaş iki adamını kontenjanından Çankaya ve Mamak ilçe belediyesi ile Büyük şehir belediye meclisine seçilmelerini sağlamıştı.

İlk işaret fişeği bu ikisi çaktı. CHP oyları ile Çankaya Meclis Üyesi seçilen Naci Büyükçelebi istifasını 8 Nisan’da Mamak Belediye Meclis Üyesi seçilen Turgay Sivaslıoğlu ise istifasını 11 Nisan günü, Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında başkanlığa sundu. 

Sırada Mansur Yavaş vardı. O da kendine aşırı yük gördüğü CHP üyeliğinden aynı hafta 16 Nisan da istifa etti. İstifa dilekçesini hem CHP genel merkezi hem de ne olur ne olmaz diye Yargıtay savcılığına ayrı ayrı verdi.

Yine gün oldu devran döndü 2019 seçimleri geldi.

Dört yıl önce istifa ettiği CHP’ye yeniden üye yapılan Yavaş yeniden Ankara belediye başkanlığına aday yapıldı.

Kim tarafından bizzat Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafından.

Tüm CHP tabanı da Yavaş’ın seçimden sonra istifa edip seçim zamanı geri gelme ilkesizliğini bir yana bırakıp tüm gücüyle seçilmesi için çalıştı ve seçim kazanıldı.

İstifa edip geri gelme ilkesizliğini gösteren Mansur Yavaş seçildikten sonra aynı ilkesizliği ve vefasızlığı bu kez de belediye kadrolarının belirlenmesinde yaptı.

CHP KADROLARINA KÖR VE SAĞIR KALARAK TÜM BÜROKRATİK KADROSUNU MHP İYİP BBP MENSUPLARINDAN OLUŞTURDU.

Şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimleri gündemde.

Kimi çevreler ki yoğun olarak AKP VE ÜLKÜCÜ KESİM Cumhurbaşkanlığı adaylığı için eski Beypazarı belediye başkanı Mansur Yavaş’ın adını pompalıyor.

CHP Genel başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı tüm CHP örgütlerinin ve tabanının isteği.

Zırt pırt adı pompalanan Mansur Yavaş ise nasıl olsa benim adıma benim propagandamı yapanlar ismimi dolaştıranlar var deyip susuyor.

Buradan çağrı yapıyorum.

Seçilemeyince CHP’den istifa edip seçilmek için geri gelip seçildikten sonra kalma ilkesizliğine sahip biri olduğunuzu bile bile diyorum ki EY MANSUR YAVAŞ DELİKANLI OL TAVRINI KOY.

Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda formaliteden de olsa üyesi olduğun CHP’nin Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanındamısın yoksa AKP’nin İYİP’in gazına gelip karşısındamısın.

Öyle suya tirit üç beş cümlelik Twit atarak değil çıkıp alenen açıkça basın toplantısı yaparak delikanlıca mertçe “Ben hiçbir şekilde adımın Cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili olarak anılmasını istemiyorum.Benim de adayım genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’dur” diyecekmisin.

Hadi bu kez mert davran CHP’ye ihanet etme.

Yada geçmişteki gibi istifa et git İYİP’e katıl.

17 Ocak 2022 Pazartesi

İÇ ANADOLU BELEDİYELER BİRLİĞİNİN BAŞARILI İSMİ SALİM ÇORUK BİRLİĞİ ANLATTI

 


 


                      1991 yılında dönemin Ankara Büyük Şehir Belediye başkanı Murat Karayalçın’ın önderliğinde kurulan İç Anadolu Belediyeler Birliği uzun süre büyümeden varlığını sürdürdü.

Merkezi Ankara’da bulunan birliğin genel sekreterliğine önce Salim Çoruk’un atanması ardından da genel başkanlığa Fethi Yaşar’ın genel başkan olmasıyla birlikte İç Anadolu Belediyeler Birliği çok hızlı bir şekilde büyüyüp genişleyerek en büyük bölge belediye birliği haline geldi.

Bu başarılı büyümede elbette ki genel sekreter olarak görevinin daha fazlasını yapan Salim Çoruk’un payı azımsanamayacak kadar fazla.

Salim Çoruk’la İç Anadolu Belediyeler Birliğini ve Birliğin hızla büyümesini konuştuk

 


Yunus BÜLBÜL: Sayın genel sekreterim, İç Anadolu Belediyeler Birliği’ne gelişinizden ve kendinizden bahseder misiniz?

Salim ÇORUK: Atılım Üniversitesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Yüksek Lisans Mezunuyum. Memuriyet hayatım Adalet Bakanlığında başladı. Daha sonra bakanlığın değişik birimlerinde görev aldım. En son Ankara Adliyesi idari işler müdürü olarak çalıştım. Oradan Aksaray Üniversitesine yatay geçiş yaptım. Orada şube müdürlüğü ve fakülte sekreterliği görevlerinde bulundum. O görevdeyken de İç Anadolu Belediyeler Birliği’ne 2008 yılında, genel sekreter olarak geldim. 13 yıldan bu yana da kesintisiz olarak görevdeyim.Birlikte 13 yıldan beri görev yapmama, daha önce iki değişik başkan ile çalışmama rağmen Birliğin ve benim en başarılı olduğumuz dönem için, Sayın Fethi Yaşar’ın Birlik başkanlığına geldiği dönem dersem hiç de abartı yapmış olmam. Fethi başkanım hem Birliğin önünü hem Birliğe üye belediyelerin, başkanlarının hem de şahsen benim öneri görüş ve tavsiyeleri ile sürekli önünü açan birisi oldu. Ben şahsen yerel belediyeciliği kendinden öğrendim, iletişimi kendinden öğrendim. Üniversitede yüksek lisans yaptım ama esas lisansım başkanımla görev yaptığım bu dönemde oldu.



BÜLBÜL: Biraz Birlikten bahseder misiniz?

ÇORUK: Birliğimiz İç İşleri Bakanlığına bağlı bir kamu kurumu olup, 5353 sayılı Mahalli İdareler Kanununa göre kurulmuştur. Türkiye Belediyeler Birliğinden bizim Birliğimiz farklıdır. Türkiye Belediyeler Birliğine, Türkiye’deki tüm belediyeler doğal üyedir. İç Anadolu Belediyeler Birliğine ise doğal üyelik söz konusu değil, belediyelerimizin gönüllü üyeliği söz konusudur. Birliğimize üye olmak isteyen belediye, kendi meclisinden karar alır, üyelik talebi Birliğimize gelir, Birliğimiz meclisi üyelik talebini onaylar. Bu talep ve onay kararını Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yollarız. Bakanlık onayından sonra, talepte bulunan belediyenin üyeliği gerçekleşir. Bizim Birliğimizin devletten aldığı herhangi bir geliri söz konusu değildir. Birliğin geliri, üye belediyelerimizin genel bütçeden aldığı yıllık payın 1.5/1000’dur.

BÜLBÜL: Türkiye Belediyeler Birliğinin, İç Anadolu Belediyeler Birliğine bir nakdi yardımı oluyor mu?

ÇORUK: Yok, böyle bir yardım almıyoruz. Gelirlerimizin tamamı üye belediyelerimizden geliyor. Üye belediyelerimiz İller Bankasından aldıkları paradan direkt bize aktarırlar. Biz, bize gelen bu paraları çok adil bir şekilde özellikle küçük ve orta ölçekli belediyelerin ihtiyaçlarına göre harcıyoruz.

Bir anlamda İç Anadolu Belediyeler Birliği’nce, Robin Hood misali, varlıklı olan zengin belediyelerimizden alıp, imkanı kısıtlı fakir belediyelerimize veriyoruz. Onlara çok ciddi katkılar sunuyoruz. Pandemi sürecinde 40 civarında belediyemizin parkını düzenleyip yaptık, oyun grupları, çöp konteynırları, banklar ve benzeri katkılarda bulunduk.



BÜLBÜL: Yaptığınız bu parkların, proje ve peyzaj projelerini de siz mi yapıyorsunuz?

ÇORUK: Tabii ki. Zaten küçük ölçekli belediyelerimizin bünyesinde bu işleri yapacak teknik kadro ve personelleri yok. Tümünü biz yapıyoruz. Son yaptığımız parkın Osmaniye’de açılışını yapacağız. Belediyemiz de nezaket gösterip, parka başkanımız Fethi Yaşar’ın adını vermiş. Ayrıca yirmiye yakın belediyeden, yaptığı taziye evi; belediye binası vs gibi belediyenin mimari teknik projelerini yine biz çizerek, mühendis mimar ara eleman desteği ile biz yaptık, yapıyoruz. Bu arada yapımlarına da ciddi manada mali destek aktarıyoruz. Birlik yardımlarını yaparken asla parti ayrımı yapmıyoruz. Belediyenin hangi partiye ait olduğuna bakmayız. Kıstasımız ihtiyaç sahibi mi değil mi ona bakıyoruz. Bizim belediyeler arasında parti gözetmemiz söz konusu olsa, Birliğimizin her gün büyümesi söz konusu olamaz.



BÜLBÜL: Birliğin üye yapısına baktığımda dikkati çeken şu: Birlik, İç Anadolu Belediyeler Birliği olarak kurulmuş ve İç Anadolu bölgesine bağlı iller de belli. Fakat Birlik, Karadeniz, Ege, Akdeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu bölgesinden de birçok belediyeyi bünyesinde barındırıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

ÇORUK: Çok doğru söylüyorsunuz. Adımız İç Anadolu ama bir Türkiye mozaiği gibiyiz. Kırklareli’nden Kars’ına,Zonguldak’tan Adana’ya, İzmir’den Tunceli’ye, Kahramanmaraş’tan Antep’e, İstanbul’a kadar her yerden üyelerimiz var. Bize geliyorlar. Niye geliyorlar? Çünkü biz belediyelerden aldığımızı adil bir şekilde yeniden belediyelerimize aktarıyoruz. Bize gelen yardım taleplerini değerlendirirken, başkanımız Fethi Yaşar “Yardım talep eden belediye hangi partiden?” diye sormaz, “Bu belediye daha önce yardım almış mı? Almışsa ne tür yardım almış?” onu sorar. Bizim bu durumumuzu Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin de “Bölge belediye birlikleri içinde en fazla üyeye sahip, en etkin çalışan, en çok katkı sağlayan birlik, İç Anadolu Belediyeler Birliğidir.” diyerek bizi övmektedir.



BÜLBÜL: Üye belediyelerin eğitimi konusundan da bahseder misiniz?

ÇORUK: Asıl hizmetlerimizin başında, üye belediyelerimizin gerek başkanlarına, gerekse de zabıta; mali hizmetler; imar ve diğer personellerine alanında uzman kişilerce, kimi zaman yerinde kimi zaman Antalya’da kimi zaman Ankara’da meslek gruplarına göre eğitimler vermekteyiz. Diğer faaliyet alanlarında olduğu gibi eğitim alanında da öbür bölge birliklerine fark atıyoruz. Bunun en büyük nedeni, Birlik başkanımız Fethi Beyin yerel belediyecilik alanındaki başarısını Birliğimize yansıtması olmuştur.

BÜLBÜL: Birlik üyesi belediyelere proje eğitim ve kimi zamanda nakdi yardımlarda bulunuyorsunuz. Bunlar dışında ne gibi çalışmalarınız oldu ya da olacak?

ÇORUK: Tüm belediyelerimizin çok ciddi sorunları var. Belediyelerin gelirleri ile ilgili lobi faaliyetlerimiz var. Görevimiz gereği kırka yakın ülkeye gittik, bu ülkelerin gelirlerini ve gelir yasalarını inceledik. Bizim belediyelerimizin genel bütçeden aldıkları pay % 6. Dünyada özellikle Avrupa ülkelerinde bu pay %24-26 oranında. Bu orana rağmen belediyeleriz hizmette devrim yapıyor. Biz bu oranı %6’lık oranı birkaç puan yukarı çıkarırmıyızın çalışması içindeyiz. Bu konuda yasa taslağı hazırlayıp ilgili birimlere TBB ile birlikte sunduk. Fethi Bey Yenimahalle Belediyesi ile ilgili sorunları iletmek üzere Sayın Cumhurbaşkanımız ile görüşmeye gittiğinde hazırladığımız bu yasa taslağını Cumhurbaşkanına verdi. Ayrıca bu yasa taslağımızı hem TBMM’de grubu bulunan tüm siyasi parti liderlerine hem de yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcılarına takdim ederek Birliğimizin görüşlerini aktardım. Umudumuz bu yasa taslağı önerimiz TBMM’den geçerek yasalaşır ve tüm belediyelerimiz rahat bir nefes alır. Personel maaşını dahi ödeyemeyen belediyelerimiz var. Maalesef genel bütçeden aldıkları pay buna bile yetmiyor. Belediye gelirlerinde en büyük pay inşaat ruhsatları, o alanda ki durgunluk belediyelerimiz çok etkiledi.



BÜLBÜL: Türkiye Belediyeler Birliği ile organik bir birliğiniz söz konusu mu?

ÇORUK: Ayrı tüzel kişiliklerimiz var. Bizim üyelerimiz de oranın doğal üyesi. Çatı örgütü gibi diyebiliriz. Ama ast üst gibi bir ilişkimiz söz konusu değil.

BÜLBÜL: TBB’den sizin zaman zaman bir talebiniz oluyor mu?

ÇORUK: Elbette bizim talepleriz oluyor. Örneğin birlik üyelerimize verdiğimiz eğitim giderlerinin bir kısmını karşılıyorlar. Gerçi 1.5 yıldır pandemi nedeniyle gidemiyoruz ama yurtdışına yaptığımız bazı teknik gezilere sponsorluk yapıyorlar. Ayrıca TBB çok sayıda aracı, iş makinesini belediyelere hibe ediyor. Biz de birlik olarak gücümüzü kullanıp bu hibeleri takip ediyor hibelerin üyelerimize yapılmasının takipçisi oluyoruz.



BÜLBÜL: İç Anadolu bölgesini geçtim, Ankara’yı geçtim, diğer bölgelerden birçok belediye Birliğinize üye olurken, Çankaya belediyesinin iki dönem başkanlığını yaptığı Birlikten ayrılması; Birlik üyesi olmamasını neye bağlıyorsunuz?

ÇORUK: Ben bürokratım. Onlarınki siyasi bir tercih, benim yorum yapmam doğru olmaz. Ama bir kere Birliğimizin merkezi Çankaya Belediyesi bölgesinde ikincisi Çankaya Belediye başkanları sizin de belirttiğiniz gibi iki dönem Birliğimizin başkanlığını yaptı. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in seçilmesi sonrası birliğimizden ayrıldılar. Neden ayrıldıkları konusunda sağlıklı bir yanıt da alamadık. Yeniden Birliğe üye olmaları başkanın ve meclisinin takdiridir. Birlik binamıza gelen belediye başkanlarımız haritada Çankaya Belediyemizi üyelerimiz arasında görmeyince meraklanıyorlar. Çankaya Belediyemizi en kısa zamanda görmek elbette ki arzumuz.

BÜLBÜL- Teşekkürler başarılar diliyorum yolunuz açık olsun sayın genel sekreterim.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

15 Ocak 2022 Cumartesi

TÜRKİYEDE CEMAAT VE TARİKATLARIN ADLARI SAYILARI



         TÜRKİYEDE CEMAAT VE TARİKATLARIN ADLARI SAYILARI

Kapalı bir ilişki ağı içinde yaşayan tarikatlar ve bunlardan doğup çoğalan cemaatler kurdukları vakıflar ve holdingler ağıyla büyük kentler başta olmak üzere tüm Türkiye’de faaliyetteler.

Dört ana tarikattan çoğalan kalbur üstü cemaatlerin sayısı bilindiği kadarıyla 38’dir.Post çoğunlukla babadan oğula,kardeşe bazen damatlara da geçiyor.

Cemaatlerin geneli siyasetle içli dışlıdır.Sürekli olarak iktidarda kim varsa onu desteklerler.Durakta beklemeyi pek sevmezler.

Cemaatin müridine göre şeyh Allah’ın ya da Hz.Muhammed’in  yeryüzündeki vekili olarak görülür ve ona o manada itaat eder bağlılık gösterir.Cemaatte bireyin iradesi yoktur.Şeyhin sözü Allah’ın kelamı hükmünde kabul edilir.Cemaat ve tarikatlar bir birlerini sevmezler bir cemaat diğer cemaati sapkınlıkla suçlar.

Cemaatin müritleri bir birlerinden kız alıp verirler,arkadaşlıkları beraberdir. Böylece bağları daha da kuvvetlenir.Alış verişi yine kendi aralarında yaparlar.

Cemaatlerin geliri eğitim faaliyetleri ve ticari tüm faaliyetlerden elde edilen gelirler ile müritlerin katkısı zekatlar vs’dir.Cemaatler mali trafiği vakıflar ve holdingler aracılığı ile sürdürürler.Paranın kontrolü tamamen cemaat önderi şeyhtedir.Çünkü şeyh bilir ki para kimde ise güç ondadır. 

Yurtlar okullar dershaneler bekar evleri kullanılarak hedef kitle olarak belirlenen 15-30 yaş arasındakilerle arkadaşlık kurulur dini hassasiyetler temelinde kişilik verilerek cemaatin hedefleri doğrultusunda kullanıma hazır hale getirilir

Cemaat önderinin olmadık kerametlerini olmuş gibi bir birlerine anlatarak şeyhi olağanüstü bir güç sahibi gösterirler görürler.Cemaatler girilmesi kolay çıkılması çok zor olan yapılardır.Şeyhin bir istediğini yerine getirmek Uhud şavaşında peygamberin yanında cenk etmek gibi bir olayken,Cemaatten ayrılmak isteyenlere “yer yüzündeki bütün kötülüklerle baş başa kalacaksın” denilerek korku salınıp engellenmek istenir.

Her cemaatin İslam anlayışı farklıdır.Cemaat önderleri kendi çıkar anlayışına uygun olarak İslam’ı farklı şekilde yorumlarlar.



Türkiye’nin en güçlü tarikatı Nakşibendi’lerdir.

Nakşiler:İskender paşa cemaati,Erenköy cemaati,İsmail ağa cemaati,Tufancılar,Süleymancılar Hazneviler,Reyhani tekkesi,Zilan cemaati ve En büyük ana kol Nurcular olmak üzere on cemaate ayrılır.

Nurcular yine kendi arasında Yeni Asyacılar,Yeni nesilciler,Kırkıncı hocacılar,Fetullahcılar, Işıkcılar,Azmendiler,MedZehra,Zehra Vakfı,M.Sungur ağbi.M.Kurtoğlu ağbeyciler,Melamiler ve Yahyalı cemaati olarak on iki guruba ayrılırlar.

HALVETİYE Tarikatı ise kendi içinde Şabaniye,Cerrahiler,Ticaniler,İpek Yolu ve Uşşaki cemaatleri olmak üzere beş guruba ayrılır.

RUFAİ Tarikatı ise yine kendi içinde Çorum dergahı,Mehmet efendi dergahı,Maarifiler,Antakiler dört kola ayrılırlar.

KADİRİLER Tarikatı ise

 Muhammediye,Galibiyeler,İcmalciler,Tillocular olmak üzere kendi içlerinde dörde ayrılır.

Tüm bu Cemaatler içinde ekonomik ve siyasi gücü elinde bulunduran en büyük cematlerse.

1-Fetullah Gülenciler.Türkiye’nin tarikat ve cemaat yaşamında Nurcular ağırlıklı yer işgal ediyor.Tarikatın en etkili ismi Fetullah Gülen.Etkinlik alanı tüm Türkiye.Faaliyet alanını tarikat okulları aracılığı ile Afrika’dan Asya’ya kadar uzattı.Akyazılılar ve Türkiye Öğretmen vakfı gibi kuruluşlarla başlayan örgütlenmesi pek çok değişik alanda yatırıma dönüştürerek dev bir ekonomik güce ulaştı.Bilhassa AKP iktidarı döneminde TSK,emniyer Yargı başta olmak üzere devletin tüm bürokratik mekanizmalarını ele geçirerek paralel devlet yönetimi kuracak duruma gelmişken iktidar ortağı durumundaki AKP’nin iktidar gücünü kullanması sonucu 2013 ve 15 Temmuz sonrası yapılan operasyonlarla büyük darbe yiyerek yer altına çekildi.  


2-Menzilciler:Nakşibendi tarikatının Menzil kolu adını Adıyaman’ın menzil köyünden alıyor.Cemaatin en ünlü ismi uğradığı zehirli iğne saldırısı sonrası ölen Raşit Erol’dur.Raşit Erol’un ölümünden sonra yerine kardeşi Aldülbaki Erol geçti.Kardeşi Fevzettin Erol ise cemaatin Ankara ve Afyon çevresi örgütlenmesini sürdürüyor.Ankara ve çevresi “Semerkant Grubu” olarak adlandırılıyor.Cemaatin bu adla yayım yapan televizyonu ve dergisi de var.Cemaate bağlı holdinglerin belediyelerden aldığı ihaleler.Sağlık bakanlığı ve emniyet teşkilatı içinde en örgütlü güç olduğu bilinen diğer bir gerçek.Allahın vekili anlamına gelen GAVS adını kullanan  menzil şeyhinin torunun taht üzerinde çektirdiği resimler son günlerde günde olmaya devam etmektedir.Cemaatin Ankara ve Menzil merkezleri uyuşturucudan ve alkol bağımlılığından kurtulmak isteyenlerin ilgi odağıdır.

 

İsmail ağa Cemaati:Kurucusu Ebu İshak İsmail efendi,1723’te fatihte adını taşıyan camiyi yaptırdı.Bu camide edindiği müritlerle cemaatini oluşturdu.Daha sonraları görevi İsmail ağa camii imamı Mahmut Ustaosmanoğlu devraldı.Cemaatin merkezi İstanbul Fatih’te Türkiye’nin en dikkat çeken İslami gettosunu oluşturdu.SARIK şalvar ve cübbeli giyimleri ile diğer Nakşibendi guruplarından ayrılıyorlar.

Süleymancılar: Kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan’dır.Kurduğu Kuran kurslarında öğrencileri onun mehtiliğine iman ederek cemaatini oluşturdular.İlk olarak Ege ve Akdeniz bölgelerinde güçlenen Süleymancılar zamanla tüm yurda yayıldılar.Faaliyetlerini “Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri” adı altında yürüten cemaate bağlı 3000 civarında Kuran Kursu ve yüzlerce dernek vakıf şirket  vardır.



Kökü adı ne olursa olsun tüm Tarikat ve Cemaatlerin tek hedefi vardır.

O hedef  Laik Türkiye Cumhuriyetinin yıkıp yerine İslami esaslara dayalı bir din devleti kurmaktır.

Günümüzde bu cemaatlerin çoğalıp ekonomik ve siyasi güç elde etmesinin ana nedeni aynı hedefe yürüyen AKP’nin iktidar olmasıdır.