13 Şubat 2025 Perşembe

ERDOĞAN BU KEZ KAZANABİLİR Mİ?

Erdoğan bu kez kazanabilir mi?

Diye soralım ve yanıtı en başta verelim.

Erdoğan bu kez kazanamaz.

Şimdi neden kazanamayacağının detayına gelelim.

Aslında Erdoğan ilk kez seçim kaybetmeyecek. Erdoğan bu seçimle birlikte 4.kez kaybetmiş olacak.

Erdoğan’ın kaybettiği 1. seçim 7 Haziran 2015 seçimleridir.

7 Haziran 2015 Pazar günü yapılan Milletvekili genel seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan liderliğinde giren AKP %40.87 oranında oy alarak 258 Milletvekili çıkarmasına rağmen 600 üyeli TBMM’de çoğunluğu sağlayıp tek başına Hükümet kuracak güce erişemedi.

Yani seçimleri kazanamadı. Sonrası ülkenin bir baştan bir başa Kaosa sürüklenip kana bulanmasının getirdiği ortamda seçimleri yenileyip 1 Kasım seçimlerine gitmek oldu.

Erdoğan’ın Kaybettiği 2. Seçim 2019 yerel seçimleridir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan bire bir propagandasını yaptığı 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde ağır bir yenilgi aldı.

2019 Yerel seçimlerinde AKP Başta İstanbul,Ankara,Antalya,Adana,Mersin, Bolu,Artvin,Kırşehir,Bilecik,Ardahan,Şırnak olmak üzere bir çok il ve ilçede yıllardır elinde tuttuğu belediyeleri kaybetti. Yerel seçimlerin kaybedeni Erdoğan oldu.

Diğer illerin kaybını geçiştiren Erdoğan, “İSTANBULU KAYBEDEN TÜRKİYE’Yİ KAYBEDER” diyerek CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun AKP adayı Binali Yıldırım’a 21.462 oyla seçimleri kazanarak İstanbul Belediye Başkanlığını kazanmasını bir türlü içine sindiremedi.

Tüm yasal ve anayasal nedenlerin aksine hukukun açıkça çiğnenip YSK’nın bir aparat olarak kullanılmasıyla CHP’nin 25 yıl aradan sonra kazandığı İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinin yeniden yapılması kararı alındı.

Yenilenen İstanbul seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu 4.741.870 oy alırken AKP’nin Joker adayı Binali Yıldırım 3.935.444 oyu ancak alabildi bir önceki seçimdeki 21.462 olan oy farkı bu kez 806.426 ya yükseldi.

23 Haziran 2019 günü tekrar yapılan seçimlerde bu kez Erdoğan  açık ara 3.yenilgisini aldı.

Şimdi Erdoğan 4.kez 14 Mayıs 2023’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı kaybederek yenilecektir.

Neden kaybedecektir.

Çünkü

1-  Erdoğan 2018 seçimlerinde Sözde 15 Temmuz darbeciğinin rüzgarını arkasına alarak gücünün zirvesindeydi. Şimdi sürekli artan ekonomik krizi çözememe, ülkenin Suriyeli, Afganlar tarafından bir anlamda “SESSİZ İŞGALİ”ne sebep olması,11 İlde meydana gelen Depreme geç müdahale edilerek ilk günlerde kurtarılabilecek Askerin sahaya sürülmemesi öncesinde Depreme karşı hiçbir tedbirin alınmamış oluşu,Felaketlerde hep önde olan Kızılayın içinin boşaltılması, AFAD adıyla kurulan kurumun başarısız oluşu Erdoğan’ın otoritesini ve gücünü sarsıp bitirdi.

2-   Yakın müttefik olarak yanında tuttuğu MHP baraj altına düştü.

3-   Seçimlerde Personel, İkmal, Ulaşım ve Mali destek veren Büyük Şehir Belediyeleri kaybederek büyük bir destekten yoksun hale geldi.

4-   2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan karşısında darmadağın olarak seçimlere giren Muhalefet bu kez tamamen tek yumruk olarak bir muhalif oyu dahi dışarıda bırakmadan seçimlere girecektir.

5-Bir önceki seçimlerde Erdoğan'ın emrinde hem Devletin tüm olanaklarını kullanmasının yanısına Büyükşehir Belediyelerinin tümünün de her tür gücünü sahaya sürüyorken Muhalefet bunlardan yoksundu.

Şimdi ise bir çok Büyükşehir Belediyesinin gücü Muhalefetin yanındadır.

                   Bu şartlar altında seçimlere girecek olan Erdoğan’ın bırakın 2018 seçimlerinde olduğu gibi %52.54 oy alarak seçilmesini %42.54 oy alması dahi sürpriz olur.

KILIÇDAROĞLU’NA SORULMAYANLARI SORDUM

KRT’deki açıklamalarından sonra bilhassa CHP’nin son kurultayı ile ilgili olarak açılan “Şaibeli Kurultay” soruşturması ile gündeme oturan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mustafa Kemal Mahallesi Barış Sitesinde bulunan iki katlı Dublex ofisinde hem açılan soruşturma hem de kendi döneminde ki uygulamaları ile ilgili bir görüşme yaptık. Öyle çok sıkı koruma ortamının olmadığı birkaç koruma ve çay temizlik işlerine bakan bir görevli ve özel kalem gibi bir danışmandan ibaret çalışan var. Şatafatlı bir ortamın olmadığı ve birkaç küçük odadan oluşan ofisin bir odasını Kemal bey kullanırken bir odası kütüphane olarak düzenlenmiş iki odasında ise Bülent Kuşoğlu gibi eski çalışma arkadaşları kullanıyor. Görüşmemizin başlangıcı, gündeme oturan Savcılığın başlattığı “CHP’nin şaibeli kurultay” meselesi oldu. -Sizin KRT’de ki programınızın ertesi sabahı Ankara Cumhuriyet Savcılığı CHP’nin 4-5 Kasım 2023 tarihinde yapılan kurultayı ile ilgili “Şaibeli Kurultay” adı verilen soruşturma başlattığını duyurdu sizi de tanık olarak ifadeye çağırdı. Sonrasında hem genel hem de sosyal medyada bu soruşturmaya neden olup partiyi tartışılır mahkeme kapısına düşürür hale getirdiğiniz iddiası ile size karşı genel bir linç kampanyası başlatıldı. Siz bu “Şaibeli Kurultay” soruşturmasının neresindesiniz. diye sordum. Kemal Kılıçdaroğlu – “Kardeşim benim KTR’de ki söylediklerim ortada.Ben ne demişim. Ben diyorum ki Erdoğan bir değil iki değil dört beş kere bizim son kurultayımız için “şaibeli kurultay” ifadesini kullanıyor siz de çıkın bir yanıt verin verin susmakla olmaz sonra derler ki “sukut ikrardan gelir” benim söylediğim bu. Bu sözlerde savcılığa bir suç duyurusu mu var savcılığı göreve çağırma mı var. Bu soruşturmanın kaynağı belli. O dönem “değişimciler” diye adlandırılan gurubun yanında olan Muş CHP gençlik kollarından Erkan Çakır isimli birinin iddilarını,kendine hakaret, iftira. şantaj olarak gören Bursa CHP il başkanı Nihat Yeşiltaş’ın Bursa Cumhuriyet Savcılığına verdiği 19.11.2023 tarihli suç duyurusunu içerir “İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi talepli” suç duyurusu başvurusudur. Bursa savcılığı kendine yapılan bu suç duyurusunu yetkisizlik nedeniyle dosyayı Ankara Cumhuriyet Savcılığına gönderiyor. Ankara Cumhuriyet Savcılığı da dikkat edin Ocak 2024 tarihinde yani bundan 14 ay evvel bu soruşturmayı açıyor.Beni bu soruşturma ilişkilendirmek hangi aklın ürünü olabilir. Okuduğu anlamayan dinlediğini anlamayan trol yönlendirmesine açık olanlara söylüyorum. El vicdan,Kemal Kılıçdaroğlu partisini mahkeme kapılarına düşürür mü.Ben partimin varsa bir kirlilik arınmasını isterim o kadar.” -Başkanım sizin isteğiniz nedir.Yeniden CHP’ye genel başkan mı olmak istiyorsunuz ne istiyorsunuz. Sokaktaki insanların sorusu şu “Kemal Kılıçdaroğlu neyin peşinde” -“Ben partimin kirlilikten arınmasının peşindeyim ben belediyelerin parti örgütlerini belirlemediği parti örgütleri üzerinde güç oluşturmadığı örgütlerin belediyelerin üzerinde olduğu kirlilikten uzak siyasetin oluşturulmasının peşindeyim” -Başkanın sin bu partide 13 yıl genel başkanlık yaptınız belediyelerin örgütler üzerinde bir baskı gücü olduğunu görmediniz tespit edemediniz mi de şimdi böylesi bir söylemde bulunuyorsunuz. Ben Ankara’da belediyelerin CHP’de olduğu iki ilçede mahalle delegelerinden başlamak üzere il ve kurultay delegelerinin seçimi daha doğrusu yazımında etkin olan iradenin belediye yönetimleri olduğunu biliyorum. Siz bunun böyle olduğunu bilmiyormuydunuz en azından danışmanlarınız size bu bilgileri aktarmadılar mı. Rahatlıkla müdahale ederdiniz. Ayrıca Ankara için sizin il başkanı olarak Ali Hikmet Akıllı’yı son olarak Ümit Erkol’lu istediğiniz ve Çankaya belediyesinin o dönem ki başkanı Alper Taşdelen yönlendirdiği delegeler tarafından seçildiği de sır değil. -Ben ülke ve dünya sorunları ile yoğun olarak ilgilenirim, bu tür meseleler ilgili genel başkan yardımcılarının görevleriydi.İl başkanlığı konusunda ise benim böyle istemim olmadı ama birileri çıkıp “Ben Kemal beyin adayıyım diyenler oluyordu ben buna nasıl engel olacaktım ki. -Milletvekilleri listeleri oluşturulurken bölge ile alakası olmayan kişileri aday listelerinin en önüne seçilecek yerlere yazdınız bu da hem örgütlerin motivasyonunu düşürdü hem de bölgedeki partililerin tepkisini çekti. “Burada kendisine 3.bölge için isimler verdim” -Partiye 5 bin 6 bin aday adayı müracaatı oluyor benin tek tek tanıyıp haklarında karar vermem mümkün değil bu konu ile ilgili arkadaşlar MYK karar veriyor. -Ama sonuçta sizin imzanız ile aday listeleri YSK’ya verildi. Peki, önümüzdeki süreci nasıl görüyorsunuz -Türkiye’de seçim sistemi değişti. Artık çok oy aldım biz kazandık dönemi bitti. %51 oy alan kazanıyor. Normalleşme adı altında partinin mücadele azmi kırıldı. Diktatörle mücadele edilir müzakere edilmez.Millet İttifakı parçalandı ittifak parçalanmak yerine yeni ittifaklar eklenmeliydi. Cumhur İttifakı yerinde duruyor ama ortada Millet İttifakı kalmadı.Bu durumda seçim nasıl kazanılacak. - Gelirler genel müdürlüğü SKK BAĞ-KUR genel müdürlüğü Milletvekilliği ve son olarak genel başkanlığınız dönemi dahil 37 yıl yanınızdan ayırmadığınız Şükran Kütükçü dahil Kemal Kılıçdaroğlu’nun prensleri diye tabir edilenler dahi bir çok yakın çalışma arkadaşınız tarafından sizin tabirinizle “Arkadan hançerlenerek” terk edildiniz.Sanırım sizi terk etmeyen arkadan hançerlemeyenlerden birisi Ankara Belediye başkanı Mansur Yavaş oldu. -Öyledir. - Son olarak şunu sorayım Mansur Yavaş’ın belediyede kadrolaşma ve işe alımlarda CHP’li kadroları es geçmesi hakkında sizin Mansur beye “Belediyeyi bildiğin gibi yönet” diyerek serbest bıraktınız Mansur beyinde bu nedenle CHP’li kadroları tercih etmediği yönünde söylemler var. Bu konuda ne diyorsunuz. -Mansur Yavaş çok sevdiğim ve takdir ettiğim bir başkanımızdır. Bana CHP olmasa kazanamazdım diye her fırsatta söyler. Benim kendisine söylediğim şudur. “Önceki belediye yönetimi döneminden kalan idari kadrolar çalışmana engel olabilir. Bu durumu değerlendir. Liyakatlı kadrolarla çalış” dedim tavsiyem bundan ibaret oldu. -Teşekkürler sayın genel başkanım zaman ayırdınız. -Ben teşekkür ederim ayağına sağlık ailene selamlar. Sormam gereken daha çok soru olmasına rağmen bize ayrılan süre fazlasıyla geçildiği için görüşmemiz burada bitti.