Cumhurbaşkanlığı sistemi ile parlamenter yaşamı bitiren
anayasa değişikliği teklifi 10 günde tartışıla/tartışıla meclisten geçti ama ne
hikmetse meclisten geçen yasa 5 km ötedeki Cumhurbaşkanının sarayına 10 günde gönderilemedi.
Deşikliğe pek hevesli olan,AKP ve Erdoğan yasa
değişikliğinin meclisten hızla geçirilmesi için ne kadar çaba sarf ettiklerini
gördük yaşadık.Peki şimdi yasanın CB Erdoğan’ın onayı sonrasında referandum
sürecinin başlaması için gerekli işlemler neden ağırdan alınıyor.
Şu artık açık,net olarak ortada.MHP seçmeni zaten
değişiklik teklifine ekseriyetle karşı.Esas sürpriz AKP seçmen tabanının
tepkisi.Değişikliğe evet demeyecek olan AKP’li seçmenin oranı en az %10.Bu oran
7 Haziran seçim sonuçlarında AKP’nin aldığı %40.98 lik oy oranının da altında .%38-39
oranına kadar düştüğü Erdoğan’a sunulan kamuoyu anketlerinde yer alıyor.
Bu oran üzerine MHP seçmeninden gelecek %3 bilemedin
%4 lük destek eklendiğinde bile referandumda evet oylarının %44-45 arasında
kalacağı bilgisi Erdoğan cephesini ciddi/ciddi düşündürmekte.
Erdoğan’ın kurmayları “efendim siz meydanlara çıkarsanız bu oranlar değişir” diye ikna etmeye
çalışsa da 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi Erdoğan’nın meydanlara çıkıp AKP’ye
oy istemesinin halkta olumsuz etki yapması sonucu AKP oylarında bir düşüş
görüldüğü bir gerçek .Bu gerçekten hareketle “meydanlara bel bağlamayalım” diyen kimi danışmanlar Erdoğan’a konu
ile ilgili olarak iki yol önermekte.
İkinci bir 7 Haziran
korkusu yaşamak istemeyen Erdoğan’a önerilen iki yol şöyle. Birinci öneri ülkenin
içinde bulunduğu şartlardan sanki Erdoğan’ın yeni haberi oluyormuşçasına “referandum ülke içinde ayrıştırmayı
körükleyebilir,şu an daha büyük sorunlarla karşı karşıyayız” filan diyerek
yasayı bir şekilde onaylamayıp TBMM’ye geri göndermesi öneriliyor. Bu öneriye
göre Erdoğan kendi konumundan fazla ülke menfaatini koruyan bir devlet adamı
konumuna yükseltilmek isteniyor.
İkinci öneri ise,bu
önerinin gerçekleşmesi daha kuvvetli bir ihtimal.Erdoğan yasayı onaylamasının
ardından,CHP’nin yasanın iptali için anayasa mahkemesine taşıması halinde,yasa
değişikliğinin,emir komuta içinde anayasa mahkemesine bozdurmasıdır. Bu yol mağdur rolü oynamaya alışkın olan
Erdoğan’a yeni bir fırsat yaratacaktır.“İşte
görüyorsunuz vesayet rejimi devam ediyor milli iradeye gem vuruyorlar verin
dört yüz vekili bu işi çözelim” diyerek erken seçime gitmesi öneriliyor. Bu
öneriye göre Türkiye’de hala vesayet rejimi devam etmekte,o halde yapılacak
erken seçimde AKP’ye oy verilmeli ki milli irade tam hakim olsun.
Şu net olarak açığa
çıktı ki,AKP içindeki liberal,merkez sağ,ve azda olsa sosyal demokrat seçmen,CB Erdoğan
için hazırlanan rejim değişikliğine evet demiyor. Hayır oyları %10 civarı bir
üstünlüğe sahip. Erdoğan ve AKP bunu gördü,biliyor.
Erdoğan,bu işten nasıl
ucuz ve de kazanarak sıyrılır çıkarım
arayışında.CHP CB Erdoğan’a önerilen ikinci yol için,Anayasa mahkemesine iptal
davası açarak bu fırsatı vermemeli.
Hukuku bir kenara bırakarak tamamen iktidarın
siyasi bir organına dönüşen anayasa mahkemesi, OHAL gereğince çıkarılan KHK’lerin
anayasaya aykırılığı için yapılan başvuruyu muhtemelen saraydan aldığı talimat
gereği,yetki alanımda değil diye ret etmesi daha çok yenidir.
Yine muhtemelen böyle
olacak,CHP’nin Anayasa mahkemesine yapacağı başvuru kabul edilecektir. Sonra
malum mağduriyet,milli irade,CHP vesayeti filan falan vs.CB Erdoğan böylece bir
taşla iki kuş vuracak, kaybedeceği referanduma gitmekten kurtulacağı gibi
yarattığı mağduriyetin yıllarca nimetini yiyecektir. CHP
buna fırsat vermemek adına anayasa mahkemesine gitmemeli,anayasa mahkemesine
giderek CB Erdoğan’a istediği fırsatı vermemelidir.