10 Nisan 2018 Salı

LALE DEVRİNİN NEDİM’İ NEYSE ŞİMDİNİN SARAY SANATÇILARI DA O


Osmanlı saray mensuplarının zevk sefa içinde “her geçe bir barda/gönlüm hovarda/çalsın sazlar oynasın kızlar/hayda hayda gül hayda” dercesine şarkılı türkülü eğlenceye dalıp devlet yönetmekten aciz kaldığı döneme “lale devri” denir.
Lale devri Osmanlı imparatorluğunun 1718-1730 yıları arası 12 yıllık dönemini kapsar. Padişah 3.Ahmet sadrazam Damat İbrahim’di.
  Bu devir, memlekete Batı'dan bazı yeniliklerin girmesi ve saray çevresindeki zenginlerin yaşadığı eğlence hayatıyla belirir. Lale merakı yayılmıştı ve yabancı memleketlerden lale soğanı getirilirdi. "Mahbup" adı verilen bir lalenin soğanı 500 altına satılırdı.
Bu dönümde bir takım yenilikler yapıldı. İlk itfaiye teşkilatı o dönemde kuruldu. Ordu yeniden düzenlendi. Türklere ait ilk basımevi açıldı Yalova’ya kağıt fabrikası kuruldu yeni bir çok saray yapıldı.
Padişahın, sadrazamın eğlence ve israfları, yakınlarını iyi mevkilere getirmeleri sürekli yeni vergilerin konması halkı sıkıntıya soktu ve şikayetlere sebep oldu.
Saray çevresinin zevk ve sefası sağlamak için şairler ortaya çıktı bunların en bilineni şair Nedim’di.

Nedim sarayın her eğlencesinde yer alır saltanat kayıklarında hanedanla boğaz gezilerine katılır onları hoşnut eden şiirlerini okurdu.Nedim’in halkla bir teması yoktu şiirlerinde aşk zevf sefa’ya dair her şey vardı.
Günümüz Türkiye’si ile lale devri arasında o kadar çok benzerlik var ki saymakla bitmez.
Padişah yetkisi donatılmış saraylarda yaşayan Cumhurbaşkanımız var.Sarayın damadı bakan Beratımız var.Saltanat sahiplerinin yaşamı için israfın kralı var. Saray mensuplarının yakınlarını en iyi mevkilerde görevlendirmek var.Sürekli zam ve vergilerle halkın soyulması var.Saray mensuplarını eğlendirmek için soytarılık eden sözde sanatçılar var.
Lale devrinde nasıl ki şair nedimin Osmanlı yönetimi altındaki halkla bir alakası yoksa şimdiki saray sanatçılarının da Türkiye halkıyla bir alakası yok.

Aynı dönemin sinema filmlerinde yer almalarına rağmen Siz hiç Türkan Şoray’ın Fatma Girik’in Hülya Koçyiğit  gibi Erdoğan’ın saray sofrasında yer alıp yalakalık yaptığını gördünüz mü.Hülya Koçyiğit bu dönemin dönemin Şair Nedimidir.
Karacaoğlan’dan Dadaloğlu’na halkın Türkülerini söyleyen Musa Eroğlu’nu Erdoğan’ın sarayında beslenip İbrahim Tatlıses gibi yalakalık yaptığını gördünüz mü.İbrahim Tatlıses günümüzün Şair Nedim’idir.  

Sibel Can’da bir şair Nedim’dir Yavuz Bingöl’de bir şair Nedim’dir.
Halkın bağrından çıkan Neşat Ertaş’ın Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde kendine verilen devlet sanatçılığı ünvanını “Hepimiz bu devletin sanatçısıyız,ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor”biliyoruz.
Neşet Ertaş halkın sanatçısıdır. 
   

                                                                                                                                                               Bir Alişan Bir Seda Sayan bir Cengiz Kurdoğlu ve diğerleri günümüz saray efendilerine yalakalık eden günün şair Nedim’leridir.




Sözde sanatçıların saraydaki efendileri ile yaptıkları Hatay’daki son gösteri çok konuşuldu çok yazıldı.CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gösteriyi eleştirmesi ile gündemde yer tutan olayın fazla uzatılmasına taraf değilim.
CHP magazin sayfalarının konusunu tartışmak yerine doların 4 TL benzinin 6 TL ekonominin durmasını esnafın siftah yapmamasını tartışması lazım.
  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder