Bu günlerde yürekleri kıpır
kıpır eden her konuşmasında her hareketinde insanların kendilerine dair bir
şeyler bulduğu biri var.
O Muharrem İnce.
İnce’nin Ankara’da Etimesgut,
Sincan, Eryaman, Batıkent, Yenimahalle, Keçiören, Pursaklar’da otobüs üzerinden
kalabalığa sesleneceği yerlerden biri olan Batıkent Meydan’a kalabalığı
gözlemek Muharrem İnce’yi dinlemek için vaktinden önce gittim.
İlk sohbeti miting
güvenliğini sağlamak için bölgede bulunan sivil polisler
“Bizim güvenliğimizi sağlamak için buradasınız değil
mi” dedim “Tabi ki görevimiz bu” dediler. Birkaç
değişik konudan sonra “Muharrem İnce’yi
nasıl buluyorsunuz” dedim. Hiç
öyle biz memuruz filan demeden. Kırşehirli,daha genç olanı “valla ağabey açık konuşayım hayatta CHP’ye oy vermedim vermeyi de
aklımdan geçirmedim” derken diğeri de bende öyle dercesine başını salladı. “Fakat İnce’de farklı bir şey var. O
konuşurken Babam konuşur gibi ağabeyim konuşur gibi sanki ben konuşuyormuşum
gibi geliyor. CHP algısını yıktı dağıttı. Hiç böyle bir performans
beklemiyordum” dedi.
Bu kez söze giren diğer sivil
polis “Evet bence de öyle. Ayrıca Reis
İnce’nin önünü kesecek formül’de üretemiyor. Belki ilerleyen günlerde Türk
askeri Kandil’e bayrak dikerse o olabilir” diyerek oda artık gündemi Recep
Erdoğan’ın değil Muharrem İnce’nin sözleri ile belirlediğini dikkat çekmek
istedi.
Eğer dilini daha sıkı tutması
gereken mevcut iktidarın memuru dahi Muharrem İnce’yi kendisine yakın buluyor
söylemlerini kabulleniyorsa değişen bir şeyler var demektir.
Meydan’a yerleştirmiş
banklara iki amca oturmuş konuşuyorlardı. Sima olarak siyasi etkinliklerde
rastladığım tipler değillerdi. Biri
diğerine “Muharrem İnce diyor ki –Sayın
Erdoğan, Demirel’in yaptığı köprüden 11.TL’den geçiliyor da senin yatığın
köprüden neden 114.TL’den geçiliyor” “Hakikaten bu nasıl iş arkadaş bu fark
neden” diye diğerine sordu. Diğer
amca “Yahu Kadir neden olacak Erdoğan
köprüleri bilmem kaç araba geçecek garantisi ile dolarla yabancılara yap işlet
devret diyerek vermiş milletin kazıklaması ondan” diyerek Erdoğan’ın “köprüler yaptırdım karam gelip geçmeye” hikayesini
yerin dibine gömüyorlardı.
Halka refah toplumsal adil
ekonomik refah vaad eden İnce, “Tasarrufu
halk değil devlet yapacak ben gençlere engellilere yoksullara karşılıksız maddi
yardım diyorum kaynağı nerede diyorlar. Suriyelilere harcanan 40 milyarın
kaynağı nereyse kaynağım orası, Saraylara harcanan milyarlarca doların kaynağı
nereyse kaynağım orası uluslararası finans çevrelerine bir yılda ödenen
37.milyar doların kaynağı nereyse kaynağım orası” diyerek yıllardan beri
milli varlıkların keyfe keder talan edilmesini basit örneklerle açıklaması
halkın kulağına rahat girip oradan beynine yerleşiyor.
İnce “Ben dindar nesil yetiştirilmesine karşı değilim kindar nesil
yetiştirilmesine karşıyım. İsteyen seçmeli ders olarak hadis,fıkıh,sier
derslerini çocuğuna aldırabilir.Bir diğeri de “ben çocuğuma hiç din dersi
verilmesini istemiyorum” der onun çocuğuna da hiç din dersi verilmez”
diyerek AKP ve Erdoğan’ın elinden din sömürüsünü almayı bildi.
“Bu ülkede başörtüsü diye bir sorun yok. İsteyen kız
kardeşim istediği gibi başörtüsünü istediği yerde takar” diyerek Erdoğan’ın hala yemeğe çalıştığı başörtüsü
sermayesini de elinden çekip aldı.
Gündemi belirleyen İnce, ona
laf yetiştirmeye çalışan Erdoğan oluyor. İnce’nin Kemal Kılıçdaroğlu’nu
eleştiren konuşmasını miting meydanındaki ekrandan AKP’lilere izleten Erdoğan’ı
bunu yaptığına yapacağına pişman oldu. Çünkü İnce Erdoğan ve Bahçelinin birbirlerine
ağır hakaret eden görüntülerini,Bozdağ ve diğerlerinin Fetullah’ı öven
konuşmalarını,Erdoğan’ın kendi kendini çürüten konuşmalarını ekrana getirip
kendi sözleri ile onları yerin dibine gömmesi Erdoğan cephesinde moralleri alt
üst etmeye yetti.
YSK’ın 16 Nisan’ın bir
tekrarı niteliğinde seçim sonuçlarında hile yoluna gitmesi halinde “En önde ben elli bin avukatla YSK önünde
olacağım” diye seçmene güven vermesi. Sırtındaki ulusa ait askeri
üniformayı unutarak Erdoğan’ın İnce’yi eleştiren konuşmasına alkışla destek
vermesi üzerine “Senin apoletlerini
sökerim haddini bil” diyerek siyasallaşan askere haddini bildirmesi ona
olan güveni pekiştirdi.
Televizyonlarda izlediğimin
ötesinde, Batıkent ve Yenimahalle’deki mitin alanında gözlemlediğim şu.Tavrı basit
izahlarla iktidarı sarsan konuşması türkü söylemesi şiir okuması miting
meydanında harmandalı oynaması deli fişek duruşu hazır cevap oluşuyla yeni bir
lider doğuyor.
Yeni lider Muharrem İnce’nin
ortaya çıkışıyla birlikte CHP tabanında 70’li yılları andırır bir heyecan bir
ümit dalgası her yanı sarmış bir güven gelmiş insanlara.
Değerli hemşerim Perihan
Sarı’nın söylemi ile “Koşullar olgunlaşınca, liderlik misyonu
doğru insanı bulur”
Şimdi alttan gelen dip dalga
ve koşullar doğru adamı,Muharrem İnce’yi Türkiye’nin yeni lideri olarak doğurdu
farkındamısınız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder