14 Haziran 2017 Çarşamba

ENİS BERBEROĞLU’NUN TUTUKLANMASININ SORUMLUSU KILIÇDAROĞLU'DUR

Dün HDP Milletvekillerinin bu gün CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun  25 yıl hapisle cezalandırılması ardından tutuklanmasının sorumlusu “Dokunulmazlıkların kaldırılması anayasaya aykırı ama evet diyeceğiz” diyen CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sorumludur.
Gelin biraz gerilere gidelim.
13 Nisan 2016 CNN Türk’te Ahmet Hakanın sunduğu “Tarafsız Bölge” programı.Konuk CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.
O vakitler gündemde olan Ensar vakfındaki çocuk tecavüzleri konuşulurken pat diye gündeme AKP’nin hazırladığı ve 316 milletvekilinin imzasıyla TBMM başkanlığına sunulan dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği teklifine gelindi                                                                          Ve Kemal Kılıçdaroğlu ağzındaki baklayı çıkardı değişikliğin “Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen Evet  diyeceklerini” söyledi.
Al haa gel de küçük dilini yutma. Çıkarılan yasaların anayasaya uyumlu olup olmasını kontrol etmekle yükümlü olan ana muhalefet partisin genel başkanı iktidarın çıkarmak istediği  yasa değişikliğini taa baştan anayasaya aykırı buluyor.Anayasa’ya aykırı bulduğu bir yasa değişliğini engelleme yoluna gitmeyeceği gibi ona destek vereceğini beyan ediyordu.
 Yetinmiyor,bu yasa değişikliğinin asıl hedefinde olan HDP’ye de akıl veren Kılıçdaroğlu şöyle devam ediyordu “Anayasa’ya aykırı, halkı kandırmaya yönelik bir düzenleme geliyor. Dokunulmazlık kalktıktan sonra bizi hapse atacaklarlarsa atsınlar. Gerçek demokrasiyi bu ülkeye getirmek için, gereken tüm bedeli ödemeye hazırız. Ciddi bir karar almalı ve her şeyi göze almalıyız. HDP de ‘Evet’ demeli.”
Kemal bey’in Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen destek vereceğini söylediği değişiklikte ne vardı.
Anayasa’nın vekillerin tutuklanamayacağını ifade eden 83’üncü maddesinin 2’nci fıkrasının 1’inci cümlesi uygulanmayacağı için dokunulmazlığı kaldırılan milletvekilleri Meclis kararı olmadan sorgulanabilecek ve tutuklanabilecek.                                                                              Yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren 15 gün içinde fezlekeler mahkemelere gönderilecek ve sadece bu dosyalarda milletvekillerinin yargılamasına imkan tanınacak.                                                            Dokunulmazlıklar Anayasa ve iç tüzükte öngörülen bir yolla değil Anayasa’ya eklenen geçici maddeyle mevcut usul ve hükümlerin dışında bir yolla kaldırıldığı için milletvekilleri iptal istemi hakkını kullanamayacak.
14 yıldan bu yana mutlak iktidar gücüne sahip AKP’nin hiç bir şekilde değiştirmeye yanaşmadığı milletvekili dokunulmazlığının bu dönem  neden kısmen gündeme getiriyor  neden temelli çözüme gitmiyordu.Kemal beyin  bunu sorguladığı yoktu.
Erdoğan’ın nin deyimi ile “dert başkaydı” Dert 7 Haziran’da başkanlık yolu kesilen Erdoğan’nın  bundan HDP’yi sorumlu tutarak HDP kadrolarının burnunu sürtmek,ileride yapılacak başkanlık referandumu sırasında HDP’nin lider kadrosunu içeri tıkarak bölgede mıntıka temizliği yapmaktı.Yaptı da.
Erdoğan’ın gündeme getirdiği  bir kereye mahsus olacak şekilde yapılmak istenen milletvekilliği dokunulmazlığı yasa değişikliğini anayasaya aykırı olmasına rağmen destekleyeceğim diyen Kemal bey tamamen öngörüden yoksun bir şekilde bu yasayı destekledi
Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti organlarının görüşünü almadan  “Anayasa’ya aykırı’ olmasına rağmen ‘Evet’ diyeceğiz demesi parti tabanında çok geniş tepkiye neden olmuştu.
Yolsuzluk hırsızlık rüşvet gibi suçları alenen ortaya dökülen dört bakanı yargılamaktan kaçınan AKP iktidarının kendi vekillerini,yada MHP vekillerini tutuklamayacağı açık bir şekilde ortada iken hedefin önce HDP sonra CHP’li vekiller olacağını bilmemek sezmemek öngörmemek bir lider için olacak şey değil.Ama bir lider için lider değilseniz iktidarın dümen suyunda yuvarlanır gidersiniz.
Bu gün Kemal Kılıçdaroğlu’nun AKP ve MHP ile bir olup “Anayasaya aykırı ama dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet diyeceğiz” diyerek milletveki dokunulmazlıklarını kaldırmasına destek vermesinin sonucu olarak önce HDP’li milletvekilleri sonra CHP milletvekili Enis Berberoğlu tutuklandı.                                                                                                             Göreceksiniz arkası gelecek.






9 Haziran 2017 Cuma

TARİHTE KÜRT’LERİN HİÇ DEVLETİ OLDU MU

Kuzey Irakta bir Kürt yapılanmasından daha çok bir aşiret yapılanması hakimiyetini elinde tutan Barzan aşireti hakim olduğu bölgede bağımsız Kürt devleti ilan etmek için 25 Eylül 2017’de referandum yapma kararı aldı.
Peki tarihte Kürt’lerin bağımsız bir devleti oldu mu.
Oldu.
Ne zaman oldu.
22 Ocak 1946  da.
Peki Ömrü ne kadar sürdü.
1946 nın 22 Ocak -17 Aralık tarihleri arasında   10 ay 26 gün sürdü.
Ömrü bir kelebek ömrü kadar olan ve sadece İngiltere ve Sovyetler birliğinin bölgede kullanma maksatlı tanıdığı başkaca hiçbir devlet tarafından tanınmayan bu devlet, nerede nasıl  kuruldu ve sonlandırıldı kısaca bakalım.
                                      
İkinci dünya savaşının sürdüğü 1941 yılının ağustosunda  Almanya’yı destekleyen İran, İngiltere ve Sovyetler birliği tarafından işgal edildi . İran Tahtında oturan Alman yanlısı Rıza Şah tahtan indirilerek yerine Oğlu Muhammed Şah tahta oturtuldu.
İngiltere ve Sovyetler, bu gün ABD nin Kuzey Irakta, Irak merkezi otoritesinin olmamasına göz yumduğu gibi, Kürtlerin yoğun yaşadığı Mahabad, Sakız, Sanandaj bölgesinde otorite boşluğuna göz yumdular.
İşgalci güçler, Kürtlere birtakım siyasal, kültürel hakların verilmesini istiyorlardı.Bir anlamda İran’da kürt açılımından yanaydılar.
Kürt aşiretleri özellikle İngiltere desteğiyle bölgede otoritelerini kurdu.
1926 yılından beri tahranda sürgünde olan  kürt aşiret lideri Davut Han Kalhur'un torunu Abbas Qabudian, 1941 yılında Kermenşah'a gelerek İngiliz desteği ile Şahabat valisi oldu.
Bu tarihten sonrada soyadı Abbas olan pek çok kişide bu bölgenin yönetiminde söz sahibi oldular.(Şimdi Barzani ailesinin Kuzey ırakta olduğu gibi).İngilizlere yamanmanın yöneticilik getirdiğini gören bölgedeki etki diğer Kürt aşiret reisleri İngilizlerle çalışmaya başladı .Hama Raşit ve Gazi Muhammet bunların en bilinenidir.
Kürtlerin İngilizlerin denetimine girmeye başladığını gören Sovyetler Birliği harekete geçerek
30 aşiret reisini Bakü’ye çağırıp toplantılar yapmaya başladı.
                                        *
Mahabad'da  Komala-i Jiyanawey Kurdistan (Kürdistan'ın Yaşamı Komitesi) Kuruldu.
Komala İran dışındaki Kürtler arsındada örgütlenmeyi hedefliyordu.  Kısa sürede de Kürt nüfuzunun tamamında hücreler halinde örgütlendi.Komalanın bağımsızlık konusunda net bir fikri yoktu .Ana dilde eğitim ve kültürel hakların resmileştirilmesini istiyordu.
Komalanın yayılmasından sonra Mahabadın en güçlü kişisi Gazi Muhammed Komalaya katıldı.
Gazi Muhammed modern görüşlü  ender mollalardan birisiydi. Kürtçeyle beraber İngilizce,Rusca ve farsca biliyordu.
Sovyetler Birliğinin Düzenlediği Bakü toplantıları sonucu partileşmeye karar verdi.
Bu günkü KDP ninde adını aldığı Kürdistan Demokrat Partisini 1945 de İranda kurdu.
Gazi Muhammed’in başında olduğu KDP  Sovyetler'in desteği ile bir Kürt devletine doğru gidiyordu.

Nihayet,22 Ocak 1946 da Devlet başkanlığını Gazi Muhammed’in yaptığı Mahabad Kürt Cumhuriyeti  Cahar Çırağ (Çarçıra) Meydanı'nda  ilan edildi.
Cumhuriyetin sınırları Mahabad'ın yanı sıra Uşnu, Miandoab, Serdeşt, Bane, Sakkez, Senendeç'i içine alıyordu.
Sovyetlerin verdiği matbaa ile Agir ve Hawar adlı gazeteler kürtce olarak basılmaya başlandı.
İlk öğretim zorunlu hale getirildi Kürt’çe dersler verilmeye başlandı.
Vergiler Mahabat Kürt Cumhuriyeti adına toplanmaya başlandı.
1946 Martında İngiltere İran ve Sovyetler birliği ile yaptığı anlaşma gereği savaşın bitmesiyle beraber İran’dan çekildi.Sovyetler birliğinin çekilmemesi üzerine, 4 mart 1946 İngilizlerin, 6 mart 1946 da Amerikanın, Sovyetlere nota vermesi üzerine ,mayıs 1946'da Sovyet Birliği Dışişleri Bakanı Molotov, İran'dan çekileceklerini açıkladı.
Sovyetler Birliğide aynı yılın Mayısında İrandan dan çekilmek zorunda kaldı.
Bu çekilmeler, Mahabad Cumhuriyeti'ni İran'ın içinde  yapa yalnız küçük bir ada haline getirdi.
Olası İran saldırını gören Aşiretler de,  Gazi Muhammed'in arkasından çekilmeye başladı.
Kürt devletine peşmergeleri ile destek veren Mustafa Barzani ise Gazi Muhammed'e birlikte Moskova'ya kaçmayı teklif etti. Gazi kabul etmedi; direnmekte kararlıydı. Elindeki silahları Mahabad'ı savunacak gönüllülere dağıttı.
10 Aralık 1946'da İran yönetimi Azeri ve Kürt bölgesini işgal kararı aldı. 11 Aralık günü İran birlikleri Sera Bölgesi'ne yığıldı ve Mahabad'ı kuşattı.
Mustafa Barzani'nin kuvvetleri saldırıdan bir gün önce Sakız'ı boşaltmış ve Nağada'ya doğru geri çekilmişti. Gazi Muhammed'in güçleri bir günde dağıtıldı. 17 Aralık günü Gazi Muhammed esir düştü. Ömrü 10 ay 26 gün süren Kürt Cumhuriyeti devletçiği yıkıldı. 
Gazi Muhammed, Kardeşi Sadri  ve Kuzeni Saif ile beraber 31 Mart 1947'de, cumhuriyeti ilan ettiği meydana getirildi. Burada üçü birden idam edildi.
Molla Mustafa Barzan’in oğlu Mesut Barzani hakimiyeti altında tuttuğu Kuzey Irak’ta ki geniş bölgeyi bir aşiret yapılanması ile hakimiyeti altında tutamayacağını gayet iyi biliyor.Bu nedenle aşiret görünümlü hakimiyetini ulusal bir yapıya büründürerek sürdürmek istiyor.

Bölgede kimin kimle nasıl nereye kadar bir ilişki sürdüreceğinin bilinmediği bir ortamı kendisine sunulmuş bir fırsat olarak değerlendiriyor.Bu fırsat ona bağımsız bir Kürt devleti yaratma imkanı verir mi vermez mi göreceğiz.             

7 Haziran 2017 Çarşamba

MÜSLÜMAN KARDEŞLER YANİ İHVANÜ’L MÜSLİMİN

El Kaide’den Boko Haram’a İşid’den El Nusra’ya kadar İslam adına kan döken terör örgütlerinin ardında beraber hareket  eden Suudi Arabistan, dünkü ortağı, Katar’a teröre  destek veren sensin diyerek yatırım uygulamaya başladı.

Hedefteki örgütse tüm İslami terör örgütlenin ilham kaynağı Müslüman Kardeşler yani İhvanü’l Müslimin.

Mısır'da Hüsnü Mübarek'in devrilmesi süreci ve son askeri darbe sonrası şimdide başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkelerince Katar'ın izole edilmesine neden gösterilen bizim bizim iç politikamıza yabancı olmayan Rabia işaretinin ilham kaynağı Müslüman Kardeşler örgütü diğer adıyla İhvan örgütü kimdir?
                                                                                                                                    Nasıl nerde kim tarafından kurulmuştur asıl olarak amacı nedir?     
Bir demokrasi savunucusu örgütlenme midir yoksa demokrasiyi bir araç olarak 
kullanıp iktidara gelmeyi amaçlayan, dinci faşist bir örgütlenmemidir?

Bu örgütün amacına bakacak olursak bu fikre hemen ulaşırız.

Örgüt amacını şöyle tarif ediyor. "Kanunların İslam'a uygun yapılması, kamu görevlilerinin yaşantılarının kontrol altında tutulması, alkollü içki satan yerlerin kapatılması, ibadetini aksatanların cezalandırılması, bazı askerî ve idarî memuriyetlere El-Ezher mezunlarının atanması, karma okulların kapatılması, kız ve erkek öğrenciler için ayrı eğitim kurumları açılması, faizin yasaklanması. İslam hükümlerini ve öğretilerini etkin bir biçimde hayata geçirmeyi amaçlayan bir İslam Devleti'ni kurmak üzere çalışmak. Ulusu iç düşmanlara karşı savunmak, İslam'ın gerçek öğretilerini sunmaya çalışmak ve İslam-i fikirleri dünyaya yaymak. İslam öğretilerinin bütününde öngörülen beşeri medeniyet için yeni bir temel oluşturma sürecine etkin ve yapıcı bir katılımı sağlamak üzere kişisel hakları ve ifade özgürlüğünü güvence altına alan İslam Şeriatı'nın hükümlerine uygun bir küresel işbirliğini samimiyetle desteklemek."
İşte bu düşünceler temelinde 1928 yılında bir öğretmen olan Hasan el-Benna tarafından İhvanü'l-Müslimin Yani Müslüman kardeşler adıyla  Mısırın İsmaliye kentinde kuruldu. Mısırlı Profesör Seyit Kutup'un düşünceleriyle ete kemiğe büründü Yoldaki İşaretler kitabı  dünyadaki tüm şeriat düşüncesinde olanların ilham kaynağıdır.

İdeolojisi Pan-İslamizm, Sünni İslamcılıktır.
Amblemi Kuran ve Altında çapraz kılıçtır.

1938 yılından itibaren Mısırda siyasi nitelik kazanmaya başladılar.
Örgütlenme alanları olarak, kendilerine  El-Ezher Üniversitesi, özel camiler, hayır kuruluşları ve vakıflar seçtiler.

Mısırda kurulmasına rağmen, Cezayir, Lübnan, Suriye gibi bir çok Arap ülkesinde yaygın olarak örgütlüdür.

Müslüman kardeşler veya Mursi İktidara seçimle geldi meşrudur lafı hep söyleniyor.O halde bu seçimler bakmakta fayda var.Katılımın alabildiğine düşük seçmenin % 46.42 sinin oy kullandığı seçimlerde İlk turda adayların aldığı oylar şöyle.
Müslüman kardeşlerin Adayı Muhammet  Mursi    : % 24.70
Mübarek'e yakın bağımsız aday Ahmet Şefik         : %23.66
Şeref partisi adayı   Hamdin        Sabbahi                : %22.72
Diğer bağımsız aday Abdulmumin Ebul Futuh        : %17.47, yani Mursi ilk turda seçmenin %25 oyunu dahi net olarak alamamıştır. İkinci tur seçimlerinde yine katılım çok düşük kalmış seçmenin sadece % 51.73 üçü oy kullanmıştır.

İkinci turda Mursi bu kez  %51.73 ile 13.230.000 seçmenin oyunu alırken . Şefik o % 48.27  ile 12.347.000 seçmenin oyunu aldı aradaki fark 833.000.dir.
Halkın yarısının sandığa gitmediği, aradaki bu küçük farkla iktidara gelen Mursi toplumla kaynaşmak dengeli bir anayasa yapmak  yerine kendi hayat tarzını  topluma empoze etme yoluna gitti.

Yukarıda yazdığım siyasi anlayışına uygun olarak, kadınları siyaset yasağı getirmeye çalıştı. Kız çocuklarını 9 yaşında evlenmelerinin önünü açtı, kadınların denize girmesini yasakladı. Ölen eşle cinsel ilişki gibi büyük saçmalığı anayasaya eklemeye çalıştı, vs. Sünniler dışında başka mezheplerin yanı sıra  8-9 milyona yakın Hıristiyan (Kıpti) bir nüfus vardır. Böylesi bir ortamda, topluma Sünni İslam şeriatçılığını  dayamak Mısırı bu günkü duruma getirdi.

Bizdeki AKP iktidarının Mursi'ye arka çıkış nedeni askeri darbe insan hakları demokrasi falan filan değildir. Aynı değirmenin suyu olmalarıdır.İhvanın kuruluş nedenleri ve beslendiği ideoloji AKP'den kalın çizgilerle ayırmak mümkün değil.Türkiye’nin Demokrasi AKP’nin İhvan gibi açık çalışmasına engel teşkil ediyor. Bu nedenle AKP Mısırda olanlar Türkiye'de bizim başımıza  gelirminin derin korkusu var.

Son Mısır örneği bir kez daha göstermiştir ki, dinle demokrasi yan yana olmuyor olamıyor. Çünkü Din yasakları getirirken, Demokrasi özgürlükleri getiriyor.