İnsanlık tarihine baktığımız zaman
kadınlar yaşamın bir parçasıdır. Onun dışında kutsal varlıktır. Türkiye'de
beklenilmeyen şekilde gelişen Taksim/Gezi Parkı’yla öne çıkan inanılmaz bir
toplumsal direniş tüm ülkeyi sardı. Sanki kitlesel zelzele oldu. Taksim'deki
genç kuşak özellikle genç kızlar ayağa kalkarak başkaldırıya öncülük ettiler.
Ülkede halk yığınları 12 Eylül darbesi sırasında sol muhalefet sistemin demir ökçesiyle ezildi.
Darbeciler “Bu toplum aşırı derecede politikleşmiş, bunu aşmalıyız” diyerek kitlelerin siyasallaşmasını önlemek için birçok uygulamayı devreye soktular. Tüm yol ve yöntemler devreye apolitik bir nesil yetiştirmenin gerekleri yerine getirildi. Yeni nesiller politik etkinliklerden uzak tutuldu; Eğitim dinsel temaya büründürülüp kaderci bir anlayış temelinde sosyal yanları köreltildi. Türk-İslam sentezi adı altında halk kuşatıldı ve süreç içinde yapay liderler yaratıldı.
Taksim Gezi Parkı'yla birlikte
yetiştirildiği zannedilen apolitik gençlik özgürlük alanıma müdahale ediliyor
diyerek ayağa kalktı. Bu ayağa kalkış geleceğin siyasi kadroların doğumunu
haber veriyordu.
11 Yıldan bu yana süregelen AKP
iktidarının alternatifi yok bırakın iktidarın yıkılmasını karşı bile gelinemez
derken, bu tez Türkiye ile birlikte tüm dünyada çöktü.
Taksim direnişi Evrensel olarak
yıllardır unutulan başkaldırının ya da bir direnişin ayağa kalkışı oldu.
Gezi Parkı'nda ki direniş dinsel temalı
iktidar yapısını ürküttü. Sistem bütün gücüyle Gezi'de ki halka saldırdı. kurşunla tazyikli suyla copls ya da biber gazıyla ama bu saldırı sırasında yakın tarihte
yaşanmamış bir direniş yaşandı.
Gezi Parkı direnişleri sırasında bir çok
sembolleşen olay ve kişi oldu. Uluslararası boyutta sembol olansa polisin özel
olarak gaz sıktığı kırmızı elbiseli kadındı.
Kırmızılı, genç kadın biber gazını
karşısında bir heykel gibi ayakta durarak insanlığın onurunu yıldızlara taşıyan
destansı duruş sergiledi. Tıpkı işgal İstanbul'unda Sultan Ahmet Meydanı'nda
işgalcilere karşı yüz bin yurtsever insana bağımsızlık yemini ettiren Halide
Edip Adıvar'ın üzerinden düşman uçakları geçerken "Ya istiklal, ya
ölüm" gibi duruş.
Kimdi bu özlenen
ayağa kalkış sırasında sembol olan kırmızı elbiseli kadın.
Taksim'de ki polis tarafından gazlanırken çekilen fotoğraf tüm dünyada büyük yankı yaptı ve basına konuşmaktan kaçınan kırmızılı kadın Ceyda Sungur İngiliz Gazetesi Sunday Telegraph için sessizliğini bozdu.
Taksim'de ki polis tarafından gazlanırken çekilen fotoğraf tüm dünyada büyük yankı yaptı ve basına konuşmaktan kaçınan kırmızılı kadın Ceyda Sungur İngiliz Gazetesi Sunday Telegraph için sessizliğini bozdu.
İstanbul Teknik Üniversitesi'nde akademisyen olan Ceyda Sungur konuşmasında , "Benim için ifade özgürlüğü ve özgür insan temel ilkedir. Özgürlük ne alınır, ne de satılır." Bazen gerçek özgürlük bedelle ödenir. Önemli olan insanın bu bedeli ödemeyi göze almasıdır. Söylediğim gibi benim için en önemli olan insan gücüdür. O güç inanılmaz yaratıcıdır." diyerek direnişçiler ne diyor sorusuna yanıt veriyordu. “ÖZGÜRLÜK” Kırmızılı kadın, direnişe katılan kadınların onurunu yıldızlara taşıdı.
Büyük sanatçı
Charlie Chaplin 'Büyük Diktatör' filminde yıllar önce insanlığa seslenmişti: “İnsanlar ölmeyi bildiği
sürece özgürlükler yok edilemez.”